Aşamaların Marksist çözümlemesi

Bir ülkede, bir kıtada ya da dünyada veya bir sanayi sektöründe, bir fabrikada hatta bir okulda ya da fakültede izleyeceğimiz politikaları formüle edebilmek için önce içinde bulunulan sınıf mücadelesi aşamasının dikkatli bir tanımını yapmamız gerekir.

Çözümleme ve Marksist nitelendirme için temel alınması gereken, sınıf mücadelesinin içinde bulunduğu durumdur. Her şeyden önce söz konusu olan, yapısal bir çözümlemedir ve bu, şu soruyu yanıtlamalıdır: Nitelemeye çalıştığımız aşamada, sınıflar arasındaki güçler ilişkisi nedir? Üstyapı öğeleri bu zemin üzerinde incelenir: politik partilerin, sendikaların ve diğer kitle örgütlerinin, bunların içinde yer alan çeşitli eğilimlerin, vb durumu. Sınıflar arasındaki genel güç ilişkisi her aşamada yansımasını, var olan rejim biçiminde bulur. Güçler ilişkisindeki (yâni, aşamadaki) genel bir değişim, kısa vadede bir rejim değişikliğine yol açar. Bu aşamalar sırasında, bazen bir sınıfın, bazen de bir başka sınıfın atılıma geçtiği anlar vardır; aynı sınıfın içinde de, farklı anlarda farklı kesimler atılım halinde bulunabilir; kimi zaman da aynı sınıfın farklı kesimleri arasında bir mücadele söz konusu olur. Ayrıca, değişik sınıfların üstyapıları ve devlet vardır; bu kurumlar sınıf mücadelesi karşısında göreli bir otonomiye sahiptir, bu da alt ve üstyapı kurumları arasında çelişkili durumlara yol açabilir (işçi hareketi devrim doğrultusunda yükseliş gösterdiği bir dönemde işçi partilerinin giderek sağa kayması gibi). Bir aşama sırasında ortaya çıkan tüm bu gelgitler, alt aşamaların oluşmasına yol açabilir; bunları da dikkatle inceleyip tanımlamamız gerekir. Yeni bir aşamanın başladığını ancak, sınıflar arasında, beraberinde bir rejim değişikliğine yol açan yeni bir genel güç ilişkisi doğduğunda söyleyebiliriz.

Troçki, sınıf mücadelesi sürecinin genel anlamda dört farklı durumuna karşılık gelen dört aşamanın bulunduğunu söyler: karşıdevrimci, devrimci olamayan, öndevrimci ve devrimci durum. Hükümetler, aşamaların özelliklerini (mekanik olmayan bir biçimde) yansıtır ve tüm çelişkiler ifadesini hükümet düzeyinde bulur. Hükümetler: faşist, Bonapartist, yarı Bonapartist, burjuva demokratik, Kerenskici ve Kornilovcu olabilir. Troçki’ye göre geri kalmış ülkelerde, kendine özgü (suigeneris) Bonapartist hükümetler görülebilir. Bu tip hükümetler, burjuva olmakla birlikte, belirli bir emperyalist güce karşı çıkarlar ya da ona karşı direnirler, bu amaçla da işçi ve kitle hareketinden destek bulmaya çalışırlar, ya da tam tersine emperyalizmin sadık hizmetkarları olarak işçi hareketini ezerler. Kimi zaman aynı aşamanın içinde bile rastlanan bu tip farklı hükümet biçimlerinin bulunması, tüm üstyapı kurumları gibi bunların da, yalnızca temeldeki sömüren-sömürülen ilişkisini değil, tüm sınıf ve sınıfsal kesim çelişkilerini ve bileşimlerini yansıtıyor olmalarından kaynaklanır. Bunların hepsi burjuva hükümetlerdir, bununla birlikte bunların bazıları kentli orta sınıf tabanına dayanır, bazıları köylülüğün ve işçi sınıfının bazı kesimlerinin desteğini temel alır, bazılarında ise devletin askeri-bürokratik aygıtı ağır basar, vb. Sınıf mücadelesinin değişik durumlarını yansıtan değişik tipteki hükümetler, değişik bileşimlerden türer. Yine de bu hükümetlerin hepsi aşamaların değişik özellikleri ve rejim tarafından belirlenir. Öndevrimci aşamada, burjuva demokratik veya Kerenskici bir hükümet bulunabilir, ama faşist bir hükümet olamaz; karşıdevrimci aşamada ise burjuva demokratik değil faşist veya Bonapartist hükümetler görülebilir.

* Nahuel Moreno’nun Parti ve Devrim eserinden alınmıştır.

Yorumlar kapalıdır.