#EvdeKal mı? Acil sağlık durumu karşısında emekçi kadınlar

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (İUB-DE) Arjantin seksiyonu Sosyalist Sol’un geniş kadın örgütlenmesi ISADORA’nın koronavirüs pandemisine karşı Arjantinli kadınların içinde bulunduğu koşullar ve taleplerine yönelik yayımladığı bildiriyi paylaşıyoruz.

Arjantin ve dünyanın geri kalanı Covid-19 virüs salgınının yol açtığı krizle boğuşurken, bu acil sağlık durumu karşısında kadınların koşullarının neler olduğunu bir kez daha sormak gerekiyor. Koronavirüsün yayılmasını önlemek, yani bir nevi krizi “hapsetmek” için alınan önlemler işçi ve emekçi kadınlara da hizmet ediyor mu?

Arjantin’de Fernández hükümetinin aldığı ilk önlemlerinden biri ilk ve orta öğretim kurumlarında ve liselerde eğitimi askıya almaktı. Peki çocuklar okula gitmeyince onlara kim bakacak? Ülkede, toplumsal yeniden üretim ve bakım emeği esas olarak kadınların omuzlarına yıkılıyor ve bu durum biz kadınların çalışabilme olanaklarını etkiliyor. Bir yandan da, dersler askıya alınırken çoğunluğu hem annelik hem de haneye gelir getirme sorumluluğu taşıyan kadınlardan oluşan öğretmenler okullarda nöbete çağrılıyor.

Hükümet, bu durum karşısında okul çağındaki çocuklarına bakmakla sorumlu çalışanlara hızlıca “izin” verdi. Ancak kadınlar olarak çoğumuz en güvencesiz iş sektörlerinde çalıştığımızdan, işverenlerin büyük bir kısmı hükümetin bu “ricasına” saygı duymuyor. Geçim kaynağımız olan işimizi riske atmakla sağlığımız arasında seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Örneğin, bu durum, çalışanların %94’ünden fazlasının kadın olduğu ve ülkenin emekçi kadınlarının %20’sini istihdam eden ev hizmetleri ve temizlik sektöründe çok belirgin yaşanıyor. Ülke başkanının ev içi emek ve bakım emeğinin ebeveynler arasında eşit olarak paylaşılmasının önemini hiçe sayarak, bu konular söz konusu olduğunda sadece “annelere” seslenmesi, zaten var olan toplumsal algıyı ortaya koyuyor.

Ayrıca, emekçi kadınlar temizlik ve dezenfeksiyon görevlerinde ve koronavirüs ve dang humması hastalarının tedavi edildiği sağlık sistemi içerisinde de temel bir rol oynamaktalar. Acil sağlık durumunda karşılaştıkları zorlu görevleri yerine getirmek için her gün evlerini terk etmeye ve toplu taşıma araçlarına binmeye devam etmek zorundalar. Sağlık çalışanı kadınlar, Arjantin’de ve tüm dünyada, salgın karşısında çöken altyapı sistemlerine, yetersiz kaynaklara ve sefalet ücretlerine rağmen cesurca hayatlarını ve bedenlerini ortaya koymaya devam ediyorlar.

#EvdeKal mı? Evde kalalım da işsiz mi kalalım?

Güvencesiz çalışma ve ücret eşitsizliği kadınlar olarak sağlığımızı riske atıyor, çünkü çoğumuz “evde kalmayı” seçemiyoruz ve çalışmaya zorlanıyoruz. Bunun en belirgin örneği, hastalığın bulaşma ihtimaline rağmen boş okullarda saatlerce nöbet tutmak zorunda bırakılan yüz binlerce öğretmenin içinde bulunduğu durum. Öğretmenlerin bu zorunlu gardiyanlığı ancak kendi oluşturdukları baskı sayesinde 19 Mart’ta sona erebildi.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, ev hizmetleri ve temizlik sektörünün çoğunluğunu oluşturan kadınlar olarak bizler, her gün binlerce insanın gerekli koruma önlemleri olmaksızın kullandığı kamusal alanların büyük bir kısmının dezenfeksiyonundan sorumluyuz. Güvencesiz ve kayıtdışı istihdamın en yoğun yaşandığı bu sektör, alınan göstermelik güvenlik ve hijyen önlemleri nedeniyle bizi virüsü kapmaya açık hale getiriyor.

Peki evlerimizin içindeki tehlikeye ne olacak?

Virüsün yayılmasını engellemek için evde kalma önleminin çapı genişletilirken, birçoğumuz, bize taciz eden ve şiddet uygulayan erkeklerle sürekli aynı ortamı paylaşmamız gerektiği gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Çökmüş ve felç durumda olan sağlık ve adalet sistemleri yüzünden gidebilecek başka bir yerimiz yok. Durumumuz oldukça endişe verici ve kadınlar olarak yaşadığımız gerçekliğe uygun önlemlerin alınmasına ihtiyacımız var. Ahora que sí nos ven (Artık Bizi Görüyorlar) Gözlemevi’nin yayımladığı verilere göre kadın cinayetlerinin %59’unun evde gerçekleştiğini hatırlamakta fayda var.

Kadın, Toplumsal Cinsiyet ve Farklılıklar Bakanlığı ve birçok bölgesel Kadın Bakanlıkları bu dönemde evde kalmanın kadına yönelik şiddet üzerindeki etkilerine dair kamusal kampanyalar başlattı. Bu kampanyalarda şiddet gören kadınların başvurabilecekleri 144 telefon hattı hatırlatılsa da, şiddete uğrayan kadınları desteklemek ve sığınma evleri için ayrılan bir bütçe yok. Kadın cinayetlerinin durmak bir yana giderek arttığını görmeye devam ediyoruz. 144 hattında hizmet veren emekçiler bile içinden geçtiğimiz acil sağlık durumuyla baş edebilmek için yeterli koruma önlemleri ve çalışma kaynaklarından yoksun olduklarını söylüyorlar.

Bize şiddet uygulayanlarla aynı evde kalmak zorunda olmadığımız bir karantina için yeterli bütçe ve etkili önlemler istiyoruz! Salgın boyunca, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarına bakılmaya, istismarcıların, tacizcilerin, tecavüzcülerin ve kadın katillerinin yargılanmasına devam edilsin! Yeterli sığınma evi sağlansın, çünkü hayatlarımız tehlikede! Sadece bunlar da değil, Sol Cephe olarak önerdiğimiz üzere devlet, şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara konut olanakları sağlamalıdır.

Kürtaj hâlâ yasadışı ve kadın sağlığı arka planda kalmaya devam ediyor

Arjantin Ulusal Kongresi patronları kurtarmak için bir “acil durum paketi” oylamaya hazırlanırken, Yasama Kurulu kürtajın yasallaşmasını öngören yeni yasa tasarısının Kongre’ye sunulmasının ertelendiğini duyurdu. Bu yeni yasa tasarısına zaten gerek yoktu, çünkü Yasal Kürtaj Hakkı için Ulusal Kampanya’nın hazırladığı tasarı parlamento statüsüne sahiptir ve bu tasarı, yasal, güvenli ve ücretsiz kürtaj hakkına sahip olabilmemiz için acilen oylanmalıdır. Gizli kürtaj nedeniyle ölümler ve sakatlıklar gerçekleşmeye ve kadınlar suçlanmaya devam ederken, hükümetin cinsel sağlık programlarını askıya almasına ve çöken sağlık sistemini bahane ederek kürtaj hakkına ulaşımımızı engellemesine izin vermemeliyiz. Kamusal sağlık sistemi, sağlık krizi ve kaynak eksikliği karşısında sağlık ekiplerini salgınla ilgili vakaların bakımına yönlendirmekte, kadın sağlığını arka plana atmaktadır. Hep gecikme, hep bahane! Yasal kürtaj istiyoruz, şimdi!

Kaynaklar acil sağlık durumu için harcanmalı, dış borç ödemeleri için değil!

Bu zor krizden tek çıkış yolu kaynakların IMF’ye yapılan ödemelere değil, sağlık sisteminin ihtiyaçlarını karşılamak için ayrılacak bütçeye harcanması ve dış borçların ödenmemesidir. Hastane altyapılarının iyileştirilmesi, yeterli ekipman ve malzeme sağlanması, sağlık çalışanları için acil maaş artışı yapılması için bütçe! Sağlık sistemi içerisinde en güvencesiz ve en düşük ücretlere çalışan kesim olan hemşirelerin çoğunluğunun kadın olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Koronavirüs ve dang hummasının yayılmasını önlemek için gerekli olan el dezenfektanı, çamaşır suyu, sinek kovucu ve diğer tüm hijyen malzemelerinin sağlanması için bütçe!

Hükümetin aldığı ekonomik önlemler ilerici önlemler olarak görünse bile bugüne kadar hastanelere, sağlık malzemeleri tedarikine ve acil sağlık durumuna yönelik bir bütçe artışı açıklaması yapılmadı. Enflasyon ücretlerimizi kemirmeye ve spekülatörler fiyatları arttırmak için krizden faydalanmaya devam ederken, ücretlerin arttırılması yönünde herhangi bir karar da yok. Hükümet çevresinde tek konuşulan, ülkenin güvencesiz koşullarda çalışan işçilerini tehlikeye atmaya devam edecek olan ekonominin çarkını döndürmeye yönelik planlar.

İşte bu yüzden faydalanıcılarının %99’unu annelerin oluşturduğu Çocuk Başına Evrensel Ödenek’in ve emeklilik fonunun acil durum yardımlarının yeterli olmadığını söylüyoruz. Kadınlara iş güvencesi sağlanmalı, ücretli izin dahil olmak üzere tüm çalışma hakları garanti altına alınmalı, emeklilik maaşları TÜFE’ye endekslenmelidir.

Hükümet tüm baba ve annelerin çocuklarıyla evde kalabilmesini sağlasın; ekonominin tüm sektörlerinde işten çıkarmalar yasaklansın!

Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için bir bütçe tahsis edilsin ve 2020 yılının başından beri 70’ten fazla kadının katledildiği göz önüne alınarak kadına yönelik şiddete karşı acil durum ilan edilsin!

Cinsel sağlık ve üreme sağlığı programları askıya alınmak yerine güçlendirilsin ve sağlık çalışanlarının çalışma koşulları iyileştirilsin!

Tüm sağlık çalışanlarına maaş artışı! Sağlık çalışanları ve sağlık sistemi için yeterli bütçe!

Özel sağlık sistemi kaynaklarından (yataklar, solunum cihazları, personel) herkes ücretsiz yararlansın!

Tüm bunların mümkün olabilmesi için IMF’ye olan gayrimeşru borcun ödenmesinin durdurulması gerektiği bugün hiç olmadığı kadar ortadadır. Fernández hükümeti dış borçlara ödenecek parayı pandemiyle mücadele için kullansın! Kadınların ve muhalif sektörlerin tüm hakları ancak bu şekilde güvence altına alınabilir.

#koronavirüs #covid19 #pandemi #IMFyehayır #hayatımıztehlikede

ISADORA: Mücadele İçindeki Sosyalist Sol’dan ve Bağımsız Kadınlar

20 Mart 2020

Yorumlar kapalıdır.