Olağanüstü zamanlar, olağanüstü tedbirler

Küresel ölçekte Covid-19 salgınının kapitalist ekonominin dünya krizini derinleştirdiği hepimizin malumu. Pandemiden en çok etkilenenler emekçi kesimler olduğu gibi yine sonuçları bağlamında ekonomik krizi de en can yakıcı şekilde yaşayanlar onlar. Sömürülenler ve yoksullar bir yandan salgın koşullarında sağlıklarını korumaya çalışıyor; öte yandan da dünya genelinde hızlı bir şekilde yükselen işsizlik rakamları, emekçi sınıfların pandemi öncesinde de düşük olan alım gücünün iyice erimesi gibi ekonomik krizin sonuçlarına karşı direnmeye çalışıyorlar.

Sadece Türkiye’de değil dünyanın hemen hemen her ülkesinde iktidarda olan düzen partileri ise krizde emekçi halk yararına uygulamalara gitmek yerine patronlara kalkan olarak, krizden sermaye sınıfının lehine bir çıkışın yolunu aramakta. Kaynaklar kamu için kullanılmak yerine patronlara ayrılmakta, gelir dağılımındaki adaletsizlik tırmanmakta.

Bu ise dünya sosyalist hareketi içerisinde acil bir mesele olarak emekçiler çıkarına kaynak yaratılması ve azınlık olan bir avuç kapitalistin elinde birikmiş zenginliğin yeniden bölüşümü tartışmasını kışkırtmakta. Arjantin siyasetinin üçüncü önemli gücü olan ve dünya sosyalist hareketi için işçi sınıfının düzen partilerinden bağımsız hattının inşası yolunda kritik bir cephe deneyimi barındıran, İşçilerin ve Solun Cephesi’nin (FIT) “Emekçiler için acil durum fonu! Hemen şimdi!” başlığıyla öne çıkarttığı kampanya bu konu üzerine de önemli bir örnek niteliğinde.

FIT fon önerisini yasa tasarısı olarak parlamentoya sunarken bir yandan da taleplerini krizin faturasını ödememek adına mücadele halinde olan emekçi kesimlere de taşımak için kampanyanın sokak ayağını da örgütlemeye başlamış durumda. Kampanyanın içeriğini oluşturan talepleri ise şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Değeri 1,5 milyon doları aşan servetler üzerinden alınacak artan oranlı ve olağanüstü vergi. 2) Özel sektör finans ve bankacılık kuruluşlarının kârlarına tek sefer uygulanacak %20 oranında banka gelir vergisi. 3) 1 milyon doları aşan ticari kârlar ve sermaye gelirleri için tek sefer uygulanacak olağanüstü yüksek gelir vergisi. 4) Dış borç ödemelerinin durdurulması. 5) Toplamı 5.000 hektarı aşan veya toplam kadastro değeri 9 milyon dolardan fazla olan arazilere sahip tüm tüzel ve gerçek kişiler ve bölünmez mirasçılar için tek sefer uygulanacak %5 oranında büyük toprak vergisi. 6) Son 12 ay içinde ikamet edilmemiş ve değeri 500 bin doları aşan gayrimenkullere tek sefer uygulanacak atıl ev vergisi. Kapitalistlerin servet ve kârlarına el konularak oluşacak tüm bu kaynakların başta sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine, emekçilerin karantina koşullarını sağlayabilmesi için işçilere aylık 450 dolar (Arjantin yerel para birimiyle yoksulluk sınırına tekabül eden miktar) yardıma ve ülkedeki evsizlik sorununu çözmek adına 100 bin sosyal konut inşasına harcanması.

Tabii ki yukarıdaki taleplerin hepsi, her ülkenin kendi özgül koşullarına uyarlanması gereken maddeler. Ancak daha da önemlisi krizin faturasını kapitalistlere ödetmek adına acil talepler etrafından bir eylem birliğinin yaratılabilmesi. Kapitalist ekonominin merkezi noktası bankaları ve emperyalist sömürünün en önemli araçlarından biri olan dış borçları hedefine alan böylesi eylem birliklerinin başka ülkelerde de kurulabilmesi, kriz koşullarında işçi sınıfı yararına bir çıkış yaratabilmek yolunda can alıcı bir öneme sahip.

Yorumlar kapalıdır.