Direnişteki işçilerle 26 Mayıs üzerine: “Sendika ağaları istifa!”

Aralarında direnişteki Esenyurt, İtfaiye, İSKİ ve TEKEL işçilerinin bulunduğu işçiler, 26 Mayıs’taki genel grevin iptal edilip, bir saatlik iş bırakma eylemine dönüştürülmesini protesto amacıyla, dün Türk-İş’in İstanbul- Taksim’deki 1’inci Bölge Temsilciliği’ni işgal etmişti.

26 Mayıs’ı ve yurt çapında gerçekleşen eylemlilikleri değerlendirmek üzere, ziyaret ettiğimiz işçilerle gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi yayımlıyoruz:

İşçi Cephesi (İC): 26 Mayıs’ın “genel grev” ilan edilip, ardından Türk-İş’in çekilmesini ve diğer sendikaların tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İtfaiye işçisi Ömer Sert (ÖS): 26 Mayıs tarihi şubat ayında belirlenmişti, ama bunun hiçbir örgütlenmesi yapılmadı ve ardından Türk-İş çekildiğini belirtti. Diğer sendikal konfederasyonlar ise, DİSK ve KESK başta olmak üzere, bugüne kadar bu eyleme katılım göstereceklerine dair hiçbir resmi açıklama yapmadılar. Yine bu eylemi örgütlemek için hiçbir çalışma da yapılmamıştı.

Biz, işçiyi tecrit etme anlamına gelen bu kararın 6 sendikal konfederasyonun kararı olduğunu düşünüyoruz. Biz de sendikal bürokrasinin mağdurları direnişçi işçiler olarak tepkimizi gösterme amaçlı buradayız. Amacımız burayı işgal etmek, burada kalmak değildi. Bu, Direnişçi İşçiler Platformu öncülüğünde gerçekleşen, ama kendiliğinden gelişen bir olay oldu. Biz sadece kendi eylemimizin kararının alındığı toplantıyı basıp, bürokratları 26 Mayıs için zorlamayı planlıyorduk. Ama oraya geleceğimizi haberdar alan yönetimin, sabah çevik kuvvet otobüsünü hazırda beklettiğini gördük, fakat toplantıya girdiğimizde ise, bize sözüm ona “işçiden yana” bir tavırla, buranın bize ait olduğunu belirttiler. İşçiler için her şeyi yapacaklarını ifade ettiler, içerideki sivil polisleri çıkararak bize iyi görünmeye çalıştılar. Ve şu an sendika ağalarının malikânesi olan bu yer, işçilerin yeri haline geldi. Biz de 26 Mayıs’a kadar burada durma ve açlık grevine girme kararı aldık. 25-30 civarında kişi açlık grevindeyiz. TEKEL, İtfaiye, Katı atık işçilerinin yanı sıra, destek için greve giren arkadaşlar var. 26 Mayıs’ta ise Taksim- Gümüşsuyu’nda kitlesel bir basın açıklaması-eylem yapmayı planlıyoruz.

İC: Sizin işgal eyleminizin ardından yurt çapında TEKEL işçileri Türk-İş temsilciliklerini basmaya başladı. Direnen işçiler olarak, onlarla iletişiminiz nasıl, kararı birlikte mi almıştınız?

ÖS: Onlarla tanışıklığımız Ankara’dan, ama birlikte böyle bir karar almadık. Sadece bu eylemle başlayan bir dalga oldu. Biz direnen işçiler olarak, başka illerde çalışma yapmıyoruz. Ama Ankara, İzmir, Adana, Samsun, Diyarbakır’da da benzer eylemlilikler yaşandı. Adana ve Ankara’da polisle çatışma yaşandığı haberini aldık. Dün TÜBİTAK işçisi Aynur Çamalan, Bilgi Üniversitesi çalışanları, UPS işçileri bizi ziyaret etti. Direnişteki işçilerle koordineli hareket etmeye çalışıyoruz.

İC: Bu eylemlerde ve 26 Mayıs’ta dile getirmeyi planladığınız temel talebiniz nedir?

ÖS: Başından beri “güvenceli iş ve yaşam”ı talep ediyoruz, ayrıca başta “Mustafa Kumlu ve sendika ağaları istifa etsin!”, “Sendika yönetimlerinin denetleme kurulları ile değil, bizzat işçiler tarafından denetlenmesini” istiyoruz. Biz sendikaların kalıplaşmış tüzük ve yönetmeliklerinin değişmesini, sendika ağalarının maaşlarının düşürülmesini, makam arabalarının ve onlara tanınan çeşitli ayrıcalıkların ellerinden alınmasını, sendika bütçelerinin işçiler tarafından denetlenmesini istiyoruz. Bürokrasinin ancak bu şekilde kırılabileceğini, sadece Kumlu’nun gitmesiyle her şeyin hallolmayacağının da bilincindeyiz. Ama Kumlu’nun gitmesi de elbette, yönetime öncü işçilerin geçmesinin yolunu açar ve tabandaki basınçtan dolayı burada kırılma olabileceğini düşünüyoruz.

Yazan: İC – Söyleşi, 25 Mayıs 2010

Yorumlar kapalıdır.