Latin Amerika’da madenci grevleri

Şili

Şili’de bulunan dünyanın en büyük bakır madeni Escondida’nın işçileri, 23 Kasım Perşembe günü gerçekleşen 24 saatlik grevle işten çıkarmaları protesto etti. Şili en fazla bakır üretimi yapan ülke konumunda ve Escondida madeni dünyadaki toplam bakır üretiminin %5’ini karşılıyor. Escondida madeninden 2500 işçi daha önce Şubat ayında da greve çıkmıştı. Madencilerin maaşlarına %7 zam ve ikramiye talebiyle 43 gün sürdürdükleri grevin sonucunda anlaşmaya varılamamıştı. Sendika, iş gücünün %3’ünü (120 madenciyi) etkileyecek olan bu son işten çıkarma kararının, Şubat ayında yapılan greve karşı patronların misillemesi olduğunu ifade etti.

Perşembe günü gerçekleşen grev kitlesel olarak destek gördü. İşi tamamen durduran madenciler, talepleri karşılanmazsa tekrar iş bırakacaklarını söyledi. Sendikanın şirketle görüşmeleri devam ediyor.

Peru

Şili’nin yanı sıra Latin Amerika’da başka madenci grevleri de mevcut. Escondida madenindeki grevden bir gün önce Peru’daki Southern Copper işçileri süresiz grev başlattı. Madenciler, daha önce yaptıkları grev sonucunda vadedilen taleplerinin yerine getirilmemesine tepki gösteriyor. Buna ek olarak, işten atılan arkadaşlarının geri alınmasını talep ediyorlar. Çalışma Bakanlığı’nın grevi yasa dışı ilan etmesine rağmen yaklaşık 3000 madenci grevi sürdürüyor.

Meksika

Meksika’da ise Kanadalı şirket Torex Gold’un işlettiği Media Luna altın madeninin işçileri grevde. Madenciler, patronların çıkarlarını gözeten CTM sendikası yerine işçi haklarını savunan, demokratik bir sendikaya katılmayı talep ettiler. Daha iyi çalışma koşulları ve Los Mineros sendikasına geçebilmek için örgütlenme haklarını dile getirerek protestolarını haftalarca sürdürdüler. Ancak 18 Kasım’da 2 grevci işçi protestolar sırasında silahlı siviller tarafından vurularak öldürüldü. Gözaltına alındıktan kısa süre sonra serbest bırakılan saldırganların, patron destekçisi CTM sendikasıyla ilişkili olduğu öne sürüldü. Ayrıca Los Mineros, saldırıyı düzenleyen grubun, Meksika’da 2014 yılında 43 öğrencinin kaybolmasından sorumlu çeteyle de bağlantılı olduğunu iddia etti.

Kanada ve ABD’de yaygın olan United Steelworkers (USW) sendikası, Kanada hükümetinden sessiz kalmamasını istedi. Emekçi haklarının korunması için acil önlemler alınması ve işçilere haklarının derhâl verilmesi gerektiğini söyledi. Bu katliamın, Meksikalı işçiler üzerindeki baskının ve kötü çalışma koşullarının da bir göstergesi olduğunu kaydetti. USW, Los Mineros sendikasıyla 2005 yılından beri dayanışma içinde. İşçiler, katledilen arkadaşları için adalet talep ediyor.

Kanada hükümeti NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) ile Meksikalı emekçilerin ücret ve çalışma koşullarının iyileştirileceğini iddia ederken; bu katliam tam da Kanada, ABD ve Meksika arasındaki NAFTA görüşmelerinin gerçekleştiği dönemde yaşandı.

Yorumlar kapalıdır.