Değişmeyen Tek Şey…

İktidarın tepesinde dinde güncelleme tartışması sadece iki gün sürdü! Birinci gün, en tepedeki, mealen, bugünün ihtiyaçları 1400 yıl öncenin şartlarına uyarlanamaz diyerek tartışmanın önünü açtı. Lehte aleyhte, giderek daha da genişleyeceği anlaşılan büyük bir tartışma başladı. İkinci gün, güncelleme gerekir diyerek tartışmayı başlatan, kim dinde reform diyorsa din düşmanıdır diyerek en azından şimdilik ve kendisi için tartışmayı noktaladı.

Aslında, noktalamak zorunda kaldı demek, daha doğru olur. Çünkü dinde güncelleme fikrine “içeriden” o denli güçlü ve şiddetli itirazlar geldi ki ısrar etmek tartışmayı başlatanı ummadığı ve asla istemeyeceği yerlere sürükleme potansiyelini gösteriverdi! Başını özellikle mütedeyyin kadınların çektiği güncelleme yanlısı eğilimlerin desteği bu yüzden ağırlık oluşturamadı. Bir kez daha dogmatik, tutucu ve erkek egemen anlayış değişim, gelişim ve yenilenme isteği ve arayışına baskın geldi.

Pekiyi, neden böyle oldu? Böyle olması normal mi, yoksa şaşırtıcı mı? “Dinde reform diyen din düşmanıdır” deyince tartışmaya yol açan ihtiyaçlar da ortadan kalkmış mı oldu? Ve en önemlisi ortada bu yönde bir talep yok gibi görünürken nasıl oldu da en tepeden tartışma açıldı ve aynı hızla da kapatıldı?

Bu soruların tümü için ortak cevap şu olabilir: Hayat fikirleri takip etmez, fikirler hayat tarafından şekillenir! İnsanların hayatlarını şekillendirenin de inançlar olduğu sanılsa da gerçek tam tersidir. İnançları şekillendiren de hayattır! Öyle olmasaydı insanlık halen yer ve gök tanrılarına ve çeşitli totemlere inanıyor olurdu. Öyle olmasaydı hiçbir insan kabilesinin sınırlarını terk etmez, her şey ilk günkü gibi kalırdı. Öyle olmasaydı bu satırlar yazılmazdı. Her türden iktidar sahibinin tartışmadan ve yenilikten ölesiye korkmasının nedeni de budur. Bir yandan bu gelişim ve dönüşümü görüp onu kendi çıkarlarına uygun hale getirmeye çalışırlar ama bunu yaptıkları an ilk tartışılanın da kendileri olduğunu görüp korkar ve bastırırlar.

Şüphesiz değişmeyen tek şey insanların daha güzel ve huzurlu bir hayat özlemidir. İnsanlık tarihi bu özlemlerin çeşitli inanç ve fikirlerle giderilmesi çabasıyla doludur. Gün gelir, çözüm olan sorun haline gelip ayak bağı olur. Ve eninde sonunda değişim vakti gelip kapıyı çalar. Aynı bugünlerde olduğu gibi…

Yorumlar kapalıdır.