Trump-Musk: Bir aşkın sonu
Donald Trump ile Elon Musk arasındaki mesafe giderek büyüdü ve bu durum dünya çapında bir skandala dönüştü. Ancak bu, sıradan bir skandal değil. Başrollerde, başlıca emperyalist güç olan ABD’nin başkanı ve dünyanın en zengin iş insanı yer alıyor. Güney Afrikalı milyarder, daha birkaç gün öncesine kadar Trump’ın sağ koluydu ve ABD’nin “motorlu testere”sinin, yani kemer sıkma planının, baş danışmanı ve yöneticisi konumundaydı. Trump’ın emriyle Musk binlerce kamu çalışanını işten çıkarmıştı.
Bu alışılmadık kavga, Trump hükümetinin yıpranmışlığını, “ticaret savaşları” konusundaki gel gitlerini ve ABD emperyalizmi hükümetinin içindeki siyasi krizin varlığını gözler önüne seriyor.
Musk, yaşadığı bir dizi başarısızlığın ardından birkaç gün önce görevinden istifa etmişti. Ancak Musk’ın düşüşü büyük gürültü kopardı. Trump’ın Kongre’ye sunduğu bütçe yasasını “iğrenç bir rezalet” olarak niteledi.
“Elon ile çok iyi bir ilişkimiz vardı. Artık öyle mi, bilmiyorum” diyen Beyaz Saray’ın şefi, Musk’ın Trump’ın bütçe yasasını sert şekilde eleştirmesinin ardından böyle konuştu. Ancak kavga büyüdü. Başkan, Musk ile bağlantılı şirketlere verilen devlet sübvansiyonlarını ve kamu ihalelerini geri çekmekle tehdit etti. Böylece başkan ile tartışmalı milyarderin ittifakı kamuoyu önünde tamamen dağıldı. Musk ise sessiz kalmadı ve Trump’ın, pedofili ve cinsel istismar suçlamalarıyla gündeme gelen iş insanı Jeffrey Epstein’ın kayıtlarında isminin geçtiğini öne sürdü. Bu kayıtlarda, çoğu “zengin ve ünlü” olan suç ortaklarının isimlerinin yer aldığı iddia ediliyor. (…) Musk, kendi sosyal ağı olan X’te şunu yazdı: “Büyük bombayı atmanın zamanı geldi: Trump, Epstein’ın kayıtlarında yer alıyor. Bu kayıtların hâlâ açıklanmamış olmasının gerçek nedeni de bu.” (Alıntılar: Clarín, Arjantin, 5/6/2025)
Bu sansasyonel kopuşun ardındaki neden, aşırı sağcı Trump’ın planlarının önünde bulunan devasa engellerde yatıyor. Örneğin, gümrük tarifeleri meselesindeki gelgitler, burjuva kesimler arası sürtüşmelerin boyutunu ve Trump’ın politikalarının önemli kriz dinamikleri barındırdığını gösteriyor. Ayrıca ülkede ve dünyada protestolar da artıyor. ABD’de büyük kitle hareketleri başladı. Nisan ayında 50 şehirde 1200 gösteri düzenlendi. Ardından sağlık ve eğitime yönelik saldırılara karşı protestolar geldi; Harvard Üniversitesi topluluğunun eylemleri bunlar arasında öne çıktı. Tüm bu gelişmeler Trump’ın popülaritesinde ciddi bir düşüşe yol açtı. Çeşitli anketlere göre, Nisan-Mayıs arasında Trump’ın destek oranı %52’den %41’e geriledi. Emperyalist basın bu düşüşü, son 70 yılda –yani 1950’lerdeki Eisenhower döneminden bu yana– bir ABD başkanının ilk 100 günündeki en büyük imaj kaybı olarak niteledi.
Elon Musk’ın hükümetten ayrılması, Trump’ın siyasi zikzaklarının bir diğer örneği oldu. Trump’ın seçim kampanyasına büyük meblağlar yatıran ve kamu çalışanlarının, sağlık ve eğitim emekçilerinin kitlesel şekilde işten çıkarılmasını öngören “motorlu testere” politikasını uygulamakla görevli DOGE (Hükümet Verimliliği Bakanlığı) adlı kurumun başında yer alan kişi nihayetinde düştü. Musk yalnızca 100 günden biraz fazla dayanabildi.
Resmi olarak “hayal kırıklığına uğradım” diyerek istifa etti. Ancak gerçek şu ki, Trump’ın sağ kolu olarak bizzat yol açtığı krizin kurbanı oldu.
Bu düşüşte birden fazla unsur etkili oldu. İlk olarak, onun kitlesel işten çıkarma planı, Trump kabinesindeki birçok bakanla çatışmalara yol açtı. Aylar öncesinde, kendisi de bir başka aşırı sağcı olan Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump ile yapılan bir bakanlar toplantısında, Musk’ın personelini fazla azaltmak istemesini sert şekilde eleştirmişti. Tartışma öyle boyutlara ulaştı ki, Trump araya girip “balta yerine neşter kullanacağız” demek zorunda kaldı.
İkinci olarak, Musk’ın onayladığı Trump’ın gümrük tarifeleri politikası, Musk’ın elektrikli otomobil şirketi Tesla’nın yönetim kurulu tarafından eleştirildi. Zira Tesla’nın en büyük üretimi Çin’de gerçekleşiyor ve bu ülke tarifelerden doğrudan etkilenecekti.
Üçüncü ve belki de en önemli neden ise, Musk’ın bizzat ABD’de protestoların ve boykotların hedefi haline gelmesiydi. Bayilerine yönelik tepki eylemleri düzenlendi, binlerce kişi araçlarına Musk karşıtı çıkartmalar yapıştırdı.
Sonuç: Tesla’nın ABD’deki satışları düşüşe geçti. Yılın ilk çeyreğinde satışlar %13 oranında azaldı. Dünyanın geri kalanında ise durum daha da kötüydü. Mayıs ayında Tesla’nın Avrupa’daki 32 ülkedeki satışları %49 oranında düştü. (Kaynak: Clarín, Arjantin, 28/5/2025)
Bir şey kesin: Trump-Musk ayrılığıyla ilgili bu skandalın daha birçok bölümü olacak.
Yorumlar kapalıdır.