41 yılın ardından Fransa zindanlarından… George Abdullah özgür!

Geçtiğimiz hafta Paris Temyiz Mahkemesi, Lübnanlı direnişçi George Abdullah’ın 25 Temmuz’da serbest bırakılmasına, ancak Fransa topraklarını terk etmesi ve bir daha geri dönmemesi şartıyla karar verdi.

Bugün 74 yaşında olan Abdullah, 1982 yılında Paris’te bir Amerikalı ve bir İsrailli diplomatın suikastine iştirak ettiği suçlamasıyla 1987 yılında müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Koşullu tahliye hakkını 25 yıl önce kazanmış olmasına rağmen, yaptığı 12 başvuru reddedildi ve böylece Avrupa’daki en uzun süreli siyasi tutsaklardan biri haline geldi.

Geçtiğimiz Pazartesi günü Paris Savcılığı, serbest bırakılma kararına Yargıtay nezdinde itiraz edeceğini duyurmuş olsa da, bu itiraz kararın uygulanmasını durdurmuyor ve dolayısıyla Abdullah’ın Fransa’dan ayrılarak ülkesine dönmesine engel teşkil etmiyor.

Temyiz Mahkemesi hâkimleri, Abdullah’ın tutukluluk süresinin “kendisine isnat edilen eylemlerle orantısız” olduğunu ve yaşının ilerlemiş olması göz önünde bulundurulduğunda Abdullah’ın artık “Filistin mücadelesinin geçmişten kalma bir sembolü” haline geldiğini belirtti. Kararda, Abdullah’ın kurucusu olduğu, Marksist, seküler ve Filistin davasını savunan militanları barındıran Lübnan Devrimci Silahlı Gruplar’ın 1984 yılından bu yana hiçbir silahlı faaliyet yürütmediği ifade edildi.

Hâkimler, Abdullah’ın “kurbanlara karşı herhangi bir pişmanlık veya sempati göstermemiş olmasından” üzüntü duyduklarını belirtmekle birlikte, onun “kalan günlerini” Kuzey Lübnan’daki köyünde geçirmek istediğini ve belki yerel siyasete katılabileceğini dile getirdiğini, ancak kamu güvenliği açısından artık bir tehdit teşkil etmediğini vurguladılar.

Kırılmayan bir direnişçinin yaşam öyküsü

George Abdullah, 1978 yılında İsrail’in Güney Lübnan’ı işgali sırasında yaralandıktan sonra George Habbaş liderliğindeki Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne katıldı. Daha sonra ailesinden bazı kişilerle birlikte “Lübnan Devrimci Silahlı Gruplar” adlı antiemperyalist Marksist bir örgüt kurdu. Bu grup, 1981-1982 yılları arasında Avrupa’da toplam beş eylem gerçekleştirdi; bunların dördü Fransa’da can kayıplarına yol açtı.

1986 yılında Lyon’da komplo ve silah bulundurma suçlamalarıyla dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ertesi yıl, Amerikalı diplomat Charles Ray ve İsrailli diplomat Yakov Barsimentov’un suikastlarına ve 1984 yılında üçüncü bir diplomata yönelik suikast girişimine iştirak ettiği gerekçesiyle yeniden yargılandı.

Fransız yetkililer, hüküm sonrası söz konusu saldırıları gerçekleştiren asıl faillerin kimliğini ve İran bağlantılarını ortaya çıkarmalarına rağmen, Abdullah hapiste kalmaya devam etti. Suçlamaları reddeden Abdullah, kendisine yöneltilen eylemleri, özellikle Lübnan İç Savaşı ve İsrail’in tekrar eden işgalleri bağlamında, İsrail işgaline ve Amerikan politikasına karşı yürütülen “direniş” kapsamında değerlendirdi.

Vatanına dönüş… Direnişin sesi sürüyor

George Abdullah dün Beyrut’a ulaştı. Onu karşılayanlar arasında yoldaşları, sevdikleri ve Lübnan’daki ulusal güçlerden ve partilerden oluşan heyetler yer aldı. Abdullah’ın ilk açıklaması Gazze’ye yönelikti: Arap halklarını kuşatmayı kırmak için harekete geçmeye çağırdı, özellikle de Refah Sınır Kapısı’ndaki ablukayı kaldırmaları yönünde Mısır halkına özel bir çağrıda bulundu.

41 yılı zindanlarda geçmesine rağmen George Abdullah değişmedi. Duruşundan ödün vermedi, başı dik kaldı. İsrail’i tanımayı reddetti, Filistin davasına olan bağlılığından vazgeçmedi. Pişmanlık duymadı, pazarlık yapmadı. İşgal ve emperyalizme karşı direnişin ve direncin sembolü olmaya devam etti.

Sonuç olarak

Yoldaş George’a halkının ve yoldaşlarının arasında huzurlu ve özgür bir yaşam diliyoruz. Onun hapisten çıkışı bir hikâyenin sonu değil, mücadelenin yeni bir evresinin başlangıcıdır. Zira George Abdullah zindanda bir sembol olduğu gibi, bugün de meydanlarda bir sembol olmaya devam etmektedir. Canlı bir tanıktır: Direniş bir suç değil, haktır.

George Abdullah… Nihayet özgür, ama bir gün bile özgür olmaktan vazgeçmemişti.

Yorumlar kapalıdır.