8. Dönem Toplu Sözleşme’de kazanım için tek yol birleşik mücadele
2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci temmuz ayı itibarıyla başladı. 1 Ağustos’ta kamu emekçilerini temsilen, yetkili sendika Memur-Sen ile hükümet tarafı masaya oturacak. Ancak ağustos ayına sayılı günler kala Memur-Sen henüz neleri talep ettiğine yönelik bir açıklama yapmadı.
Benzer şekilde Memur-Sen’den sonra en çok üyeye sahip Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş de somut talepler içeren ya da yol haritası çizen bir açıklama yapmadı. Her geçen gün yüksek enflasyon altında ezilen kamu emekçilerinin tepkileri artarken en büyük üç memur konfederasyonunun bu sessizliği toplu sözleşme sürecinin nasıl sonuçlanacağının da ipucunu vermektedir aslında.
Dördüncü büyük konfederasyon olan KESK ise daha somut açıklamalar ve bir mücadele takvimi açıklamıştı geçtiğimiz aylarda. Artan oranlı vergilendirme sisteminin sabitlenmesi, yoksulluk sınırının üstünde zam, insanca yaşayabilecek emekli maaşı talebi gibi somut taleplerini dile getiren KESK, bu taleplerini haftalara yayarak illerde gerçekleştirdiği basın açıklamaları ile duyurmaya çalıştı. Yapılan açıklamalardaki en önemli vurgu ise tüm kamu emekçilerine ve diğer konfederasyonlara yönelik birlik çağrısı oldu.
AKP hükümetinin iktidarını korumak pahasına uyguladığı yanlış siyasi ve ekonomik politikalar başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçileri zorlamaktadır. Her geçen gün hızla yükselen enflasyon karşısında yoksulluk ile açlık sınırı altında gidip gelen maaşlara mahkûm bırakılan kamu emekçileri bu konuda yalnız değil. Tıpkı onlar gibi kamu işçileri de şu an toplu sözleşme sürecinde ve hükümetin yaptığı ilk teklifler işçiler tarafından büyük tepki ile karşılandı.
Hem kamu cephesinde hem özel sektör cephesinde tüm emekçiler enflasyon altında eziliyor. Her ne kadar büyük çapta işçi eylemleri henüz mücadele alanında ortaya çıkmasa da lokal bazı direnişler işçi ve emekçilerin patlamaya hazır bir volkan gibi kaynadığını göstermektedir. Bu bağlamda KESK’in yaptığı birleşik mücadele çağrısı oldukça önem taşımakta. Hükümet, kamu emekçileri ve kamu işçilerinin sözleşme tarihleri arasında bilinçli olarak mesafe bıraktı. Amaç, yükselen tepkilerin birleşik bir şekilde karşılarına dikilmesini engellemek. Ancak gemi su alıyor. AKP iktidarı enflasyonu düşürmek adına tüm yükü emekçilerin sırtına yüklemekten vazgeçmeyecek. Buna verilecek yegâne cevap ise tüm işçi ve emekçilerin birleşik bir hat etrafında kenetlenip mücadeleyi yükseltmesi olacak.
Yorumlar kapalıdır.