İrlanda: Filistin için Ulusal Yürüyüş

19 Temmuz Cumartesi günü Dublin halkı İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırıma karşı İrlanda hükümetinin ekonomik ve politik yaptırımlar uygulaması ve soykırımı fonlamayı kesmesi talepleriyle sokağa çıktı. Yedi bin civarında insanın katıldığı yürüyüş Garden of Remembrance’tan başlayıp hükumet binası önünde son buldu.

İrlanda’da İsrail’e karşı yaptırım talebinin özel bir anlamı var çünkü İrlanda Merkez Bankası, İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrıldığından beri, “İsrail Tahvillerinin” AB’ye giriş kapısı görevini üstlenmiş durumda. Bu tahviller İsrail tarafından para toplamak için ihraç edilen finansal araçlar ve “İsrail savaşta!”, “İsrail’i destekleyin!” gibi sloganlar ile pazarlanıyorlar. Bu tahvillerin satışından toplanan sermaye ise İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı finanse etmek için kullanılıyor. Peki İrlanda Merkez Bankası bunun neresinde? AB dışından bir ülkenin tahvil ve bonolarının AB içerisinde satılması için, söz konusu tahvil ve bonoların AB üyesi bir ülkenin merkez bankası tarafından regüle edilmesi gerekiyor. İşte bu görev İngiltere’nin AB’den çıkışından sonra İrlanda Merkez Bankası tarafından üstlenilmiş durumda. Dahası, İrlanda Merkez Bankası Eylül 2024’te İsrail’in soykırımı hız kesmeden devam ederken İsrail Tahvilleri için yapılan anlaşmayı yenilemiş durumda.

İşte bu şartlar altında Dublin halkı, merkez bankasının, soykırımın AB çapında finanse edilmesinin dayanak noktası olmasına ve İrlanda hükümetinin bu konudaki sessizliğine tepki olarak hükümet binası önüne yürüdü. Dublin halkı hükümete İrlanda devletinin ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ imzacısı olduğunu; dolayısıyla devlet kurumlarının soykırımı kolaylaştırma ihtimali olan eylemlerin hepsine son vermesi ve soykırımcı devlete karşı yaptırımlar uygulamaya başlaması gerektiğini ve Uluslararası Adalet Divanı’nın, “İsrail’in Gazze’deki eylemleri nedeniyle soykırım suçlamasının makul görüldüğünü” onayladığını hatırlattı.

Burjuva demokrasilerinde çok önemli olduğu gibi, İrlanda Merkez Bankası gerçekten hükümetten bağımsız denebilecek bir yapıda. Fakat emperyalizme göbekten bağlı. Merkez Bankası başkanı Mısır doğumlu Gabriel Makhlouf bir İngiliz vatandaşı ve İrlanda vatandaşlığı yok. Daha önce Yeni Zelanda Hazine Başkanlığı görevinde bulunmuş. Adeta bir sömürge valisi. Kendisi konuyla ilgili “bir beyanname onayladık (…) bu beyanname eksiksizlik, anlaşılırlık ve tutarlılık açısından sorunsuzsa İsrail Tahvillerini almaya ve AB çapında satılmasına ön ayak olmaya devam edeceğiz.” diyor. Bu açıklama en basit burjuva çerçevede bile geçerliliğini korumuyor; zira İsrail Tahvil beyannamesi ne etik risklerden ne de Uluslararası Adalet Divanı’nın kararından bahsediyor; dolayısıyla ne eksiksiz ne anlaşılır ne de tutarlı. Tam da bu yüzden İrlanda halkı şu an hükumetin Merkez Bankasına müdahale etmesini ve milletin iradesini temsilen mecliste duran vekillerin ve hükümetin, tarih boyunca her zaman Filistin halkı ile dayanışma içinde olmuş İrlanda halkının iradesi ile İrlanda Merkez Bankası’na karşı harekete geçmesini talep ediyor.

Yorumlar kapalıdır.