Türkiye’de çocuk olmak

Türkiye Cumhuriyeti iktidarlarının övündükleri bir durumdur, dünyada sadece Türkiye’de çocukların bir bayrama sahip olmaları! Cumhuriyet tarihinin bütün iktidarları tarafından övgüyle söz edilen durum gerçekten böyle midir?

Birlikte inceleyelim;

Mesela, okul çağında olup da okula gidemeyen çocuk sayısı 4 milyon 330 bin 504. Çocuk işçi sayısı resmi kayıtlara göre 893 bin. Ev işlerinde çalışan çocuklar istihdamdan sayılmadığı için bu tabloda gözükmüyor. Onları da eklersek 8 milyon 397 çocuk… Yani okula gidemeyen çocuk sayısının iki katı.

Gelelim AKP iktidarının çocuklara bakış açısına: AKP iktidarı döneminde resmi rakamlara yansıyan 184 çocuk polis ve asker terörü yüzünden hayatını kaybetti. Bunlardan bazıları hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Mesela tam 10 yıl önce Uğur Kaymaz (12), babası Ahmet Kaymaz ile birlikte katledildi. Ceylan Önkol (14), askeri mühimmatın patlaması sonucunda parçalanarak yaşamını kaybetti. Bazen polis kurşunu balkonda etrafı seyreden çocukları da buldu. Zaten dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da dememiş miydi, “Çocuk da olsa, kadın da olsa gereken müdahale yapılır.” Bunun ardından kadın ve çocuk bir çok insan yaşamını yitirdi.

Yine, polis şiddetiyle hayatını kaybeden ve zihinlerimizden asla silinmeyecek olan Berkin Elvan’ı da burada anmadan geçmemek lazım. Berkin Elvan, sabahleyin eve kahvaltılık ekmek almak için fırına giderken polisin biber gazı kapsülü kafasına isabet ederek hayatını kaybetmişti. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim meydanlarında Berkin Elvan’ı terörist olmakla suçlamış ve Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’ı seçim meydanlarında yuhalatmıştı.

Yazımızın başında demiştik ya ülkemiz çocuklarını çok seviyor ve onlara bayram hediye eden tek ulus biziz diye! Son 10 yılda resmi rakamlara göre en az 227 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu iş cinayetlerinden bir tanesi var ki belleklerimizden asla silinmeyecek. Bu cinayetin kurbanı 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’dı. Ahmet, 100 lira haftalıkla bir plastik fabrikasında çalışmaktaydı. Bırakın o fabrikada çalışmayı, o presin yanına dahi yaklaşmasının tehlikeli olduğunu farkedemeyecek kadar küçüktü. Patronların kar hırsının Ahmet Yıldız’ın çocuk emeğini sömürmekten asla rahatsızlık duymadığı gerçeğini de bizlere hatırlattı. Dedik ya çocuk bayramı olan tek ülkeyiz diye…

Sokaklarda çocuklar bir çok tehlike ile karşı karşıya. Sadece sokaklar mı? Devlet koruması altında olan yani devletin çocuk esirgeme kurumunda kalan çocuklardan biri G. isimli kız çocuğu yetiştirme yurdunda tecavüze uğradı. G.’nin şikayeti yurt müdürü ve idarecileri tarafından örtbas edildi. Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde kalan kız çocukları, para karşılığı fuhuşa bulaştı. Uyuşturucu ve alkol kullanan çocuklardan bazıları hamile kalıp kürtaj yaptırdı.

Çocuklar ve gençler arasında uyuşturucu kullanımı oldukça yaygın durumda. Çocuklar Bonzai benzeri sentetik uyuşturuculara çok kolay ulaşıyor. Yani kısacası devletin çocuklara yaklaşımı ne ise büyüklere yaklaşımının da ondan aşağı kalır yanı yok. Çocuklarımızın bu kadar istismar edildiği bir ortamda kalkıp da çocuk bayramı kutlamanın anlamsızlığı apaçık ortada.

Yorumlar kapalıdır.