İşsizlik ve borç sarmalı içinde üniversiteliler

Erdoğan, üniversite mezunlarının işsiz kalacaklarını kendi tarzıyla ifade ederken son derece dürüsttü. Elbette “geniş tanımlı genç işsizlik yüzde 41’i bulacak”, “üniversite mezunları ya işsiz kalacak ya da asgari ücretle ve güvencesiz işlerde çalışacaklar” dememişti. Yine de “dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezununa hemen iş hazırlığı diye bir şey söz konusu değildir” derken başka ne anlatmak istiyor olabilirdi ki?

DİSK-AR, yayımladığı araştırmayla geniş tanımlı genç işsizliği oranının yüzde 41 olduğunu ve bu oranın genç kadınlarda yüzde 49,7’yi bulduğunu ortaya koydu. Yaşadığımız hayat maalesef bu oranları “inanılması güç” olmaktan çıkarıyor. Ne de olsa bu günlerde ne kadar yüksek olursa olsun rakamlar bizi pek şaşırtmıyor.

Genç işsizlerin önemli bir bölümünü diplomalı işsizler oluşturuyor. Bir diploma almaya hak kazanmak için ter döken, bir yandan çalışmak bir yandan da borçlanmak zorunda kalan gençler mezun olduklarında iş bulma umutlarını çoktan kaybetmiş durumdalar. Üstelik bu gençler emekçi ailelerinin emekleri ile kurulan devlet üniversitelerinden ya da yine milyonlarca emekçinin emeğinin üzerinde yükselen vakıf üniversitelerinden mezunlar. Yine bu gençler üniversite eğitimleri boyunca devletin kasasından, yani emekçilerin alın teri üzerinden borçlandırılıyorlar.

Türkiye’de yaklaşık 5 buçuk milyon KYK borçlusu var ve bu borçluların yaklaşık 600 bini icralık durumda. Öğrenci ve mezunların toplam KYK borcu ise 5 buçuk milyar lirayı buluyor. 5 buçuk milyar lira, çoğu işsizlik ve asgari ücret sarmalı içinde debelenen gençler için çok büyük bir miktar. Oysaki bu para Kanal İstanbul denilen doğa soykırımının 20 milyar dolarlık maliyetinin yalnızca yüzde 1’ine tekabül ediyor.

Erdoğan’ın tüm bu borçlulara müjdesi, Kılıçdaroğlu’nun ise vaadi “faizlerin silinmesi” ile sınırlı. Erdoğan’ın bu müjdesinin gerçek olmadığı, sözde silinecek olan faiz tutarları ödenecek anaparaya eklendiğinde ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’nun vaadinin çözüm olmadığını da üniversitelilerin işsizliğinden, artan yoksulluktan, üniversitelileri okurken borçlandıran ve eğitim hakkını paralı hale getiren düzenden biliyoruz.

Gençlerin içinde olduğu işsizlik ve borç sarmalını ortadan kaldırmak elbette mümkün fakat atılması gereken adımlar sermayenin çıkarları ile ters düşüyor. Erdoğan işsizlik karşısında gençlere “özel sektöre yönelmelerini” öğütlese de biz çözümün bu olmadığını biliyoruz. Üniversite gençliğinin bir kamu çalışma programı oluşturulması ve 6 saat 4 vardiya sistemine geçilmesi için seferber olması gerekiyor. Üniversiteliler aynı zamanda her yaştan sınıf kardeşleri ile birlikte işten atmaların yasaklanması ve işsizlik fonunun işsizler için kullanılması mücadelesine omuz vermeli. KYK borçlarının silinerek tüm kredilerin bursa çevrilmesi, aileleri emekçi olan öğrencilere burs verilmesi de yükseltilmesi gereken talepler arasında.

Yorumlar kapalıdır.