Açılım bu mu?

Bir yandan Kürt açılımı deniyor, diğer yandan ise Kürtlere yapılan saldırılar her geçen gün artıyor. İktidar bir yandan açılım masalları anlatırken öte yandan çocukları cezaevine atmaya devam ediyor…

Diğer yandan, Kürtleri açıkça hedef gösteren bir yazı da suç teşkili bulunmayabiliyor! Bolu’da yayın yapan Bolu Expres isimli yerel bir gazetede 13 askerin 2007 yılında şehit düşmesinin ardından “3-5 mikrobu temizleyip bundan sonra bir bizden beş sizden tamam mı, devam mı, demek gerekir” diye yazan Işın Erşen “Şehit edilen her asker için 5 DTP’li öldürülebilir” ifadesi ile cinayet çağrısı yapıyor ve daha da ileri giderek öldürülmesini tavsiye ettiği DTP’lilerin isim listesini yazısında sıralayarak cinayete çağrı yapıyor. Ancak bu ifadeler savcılık tarafından düşünce özgürlüğü diye görülüyor.

Yani Kürtleri hedef göstermek serbest, Kürtleri öldürmek suç teşkil etmiyor. Şovenist ve ırkçı yaklaşımlarla Kürtleri hedef tahtasına koyan yazıların yayınlanmasında bir sakınca görmeyenler sıra Kürtlere, Kürt medyasına gelince ise sudan bahanelerle cezalar verebiliyor.

Mesela, geçtiğimiz günlerde kısa adı ANF olan Fırat haber ajansının internet sitesine erişim mahkeme kararı ile engellendi. ANF, daha çok PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığı ile yaptığı konuşmaları yayınlaması ile tanınıyor. Ajans ayrıca, PKK’nin dağ kadrosu ile gerçekleştirdiği röportajlar ile de birçok kez gündeme gelmişti.

Sayfa sekiz, ceza dokuz

AİHM’nin gazete kapatmalardan dolayı Türkiye’yi mahkûm ettiği gün yargı bir skandala daha imza attı. İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesi, haftalık yayınlanan Özgür Görüş gazetesinin 9. sayfasındaki haber ve yazıları gerekçe göstererek silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak iddiası ile bir ay kapatma cezası verdi.

İşin trajikomik yanı ise Özgür Görüş gazetesinin dokuzuncu sayfasıydı. Çünkü gazete 8 sayfa olarak basılıyordu yani olmayan sayfanın haberleri yüzünden gazete 1 ay kapatıldı tam da bizim ülkemize yakışır bir aymazlık.

Gözaltında bir ölüm daha

Açılım tartışmaları süre giderken bir haber daha sürece gölgesini düşürdü. Polis tarafından gözaltına alınan 52 yaşındaki Resul İlçin, Polis merkezinde yaşamını yitirdi.

Şırnak’ın İdil İlçesi’nde, polis yetkilileri Resul İlçin’in düşüp başını çarpması sonucu öldüğünü ileri sürerken Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nda yapılan ilk otopside, Resul İlçin’ in kafasında ve vücudunun çeşitli yerlerinde Darp izi saptandı. Ailenin avukatı Tahir Elçi olayla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Zaten polis hep suçsuzdur. İnsanlar kendiliğinden ölüyor. Bazen sandalyeden düşerek bazen de kendi kafalarını duvarlara vurarak kendiliğinden ölüyorlar!

Yargısız infazlar, gözaltı ölümleri son zamanlarda yine artış gösterdi. Bu ölümler karşısında seyirci kalmamak ve hesap sormak, suçluları adalete teslim etmek savcıların ve hâkimlerin işi. Biz ise takipçisi olup bu cinayetlerin üstünün örtülmesine müsaade etmeyeceğiz.

Yazan: Kemal Boran (26 Ekim 2009)

Yorumlar kapalıdır.