Marmaray işçileri direnişlerini sürdürüyor
49 gündür direnişteki Marmaray işçilerini son ziyaret ettiğimiz gün (4 Mart) tüm direnişçi işçiler bir kamyon girişi için açılan şantiye kapısından içeri girerek, şantiyeyi işgal etmişlerdi. Ellerinde benzin bidonları olan işçiler benzini kendi üzerlerine dökerek, Polat şirketinin yetkililerinin şantiyeye gelmemesi durumunda kendilerini yakacaklarını söylediler.
Polis ve itfaiyenin olaya müdahale edememesinin ardından Alaaddin Polat şantiyeye geldi ve işçilerin işgal eylemleri böylece sonlandı.
Ardından Alaaddin Polat, iki işçi temsilcisi ve de milletvekili Sabahat Tuncel’in katılımı ile bir toplantı gerçekleştirdi. İşçilerin talepleri 35 TL’lik günlük ücret, iş güvencesi, eksik sigortaların tümünün ödenmesi ve 49 günlük direniş sürecine karşılık olan ücretlerinin de karşılanması idi.
İşçilerin kararlı direnişlerinin yanı sıra, gerçekleşen eylem sırasında bölgede bulunan Kadir Topbaş’ın huzursuzluğu ve bakanlığın rahatsızlığının baskısı ile de köşeye sıkışan taşeronun işçilere önerdiği son teklif; günlük 32 TL ücret, geçmişe dönük tüm hakların korunması ve eksiksizce ödenmesi, direnişteki 60 işçinin işe geri alınması olurken, buna karşılık taşeronun talebi ise, işçilerin çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına taşeronu şikayet eden dilekçelerinin geri alınması idi. Bunun yanı sıra taşeron 49 günlük direniş sürecine dair bir ödeme yapamayacağını belitti. Sonrasında işçiler bu durumu değerlendirmek için kendi içlerinde bir toplantı aldılar.
Direnen Marmaray işçilerinin kararlı mücadelelerini selamlarken onları, direnişlerini ve taleplerini daha iyi anlatabilmek adına, 15 Şubat tarihinde onlarla gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
İC: Süreç nasıl işledi, durumdan genel olarak bahsedebilir misiniz?
İşçiler: Polatlı İnşaat’a bağlı çalışanlar olarak üç yıldır zam alamıyorduk ve aybaşında 27,5 lira olan yevmiyelerimize yalnızca 1 lira zam yapıldı. Maaşlarımızla birlikte sigortalarımız da tam yatırılmıyordu, sigortalarımız 15 günlük yatıyordu, bazen yatmıyordu. Bunlardan ötürü 15 Ocak’ta greve çıktık. Valiliğe gittik, suç duyurusunda bulunduk, sosyal güvenlik kurumuna gittik, dilekçe verdik. Sigortalarımızın eksik yatırıldığına dair ihbarda bulunduk. İş mahkemesine başvurup dilekçe verdik. Birkaç gün içerisinde de gece Ankara’ya gittik. TBMM’ye girdik. Bakanla görüştük (hangisi hatırlamıyorum.) Ordan da TEKEL direnişindeki işçi arkadaşların yanına gittik, birlikte dayanışma gösterdik. Direnişimiz sonuna kadar da devam edecektir. Ölmek var dönmek yok!
İC: Mücadele talepleriniz neler? Sadece maaş alımı, zam ve işe iade mi?
İşçiler: İş güvencesi olmadan 70 liraya bile çalışmayız… Patron geldi bugüne kadar bize selam vermeyen adam elimizi öpmeye çalıştı. Demek ki çok köşeye sıkışmış…
İC: Şantiyedeki direnişi nasıl sürdürüyorsunuz?
İşçiler: Şantiye kapısı önünde mesai saatleri içerisinde (08.00-17.00) bekliyoruz. Bu yüzden çadır kurmadık. Şu anda bir direniş komitemiz var, direnişi bu komite yönlendiriyor; ama kararları birlikte alıyoruz. Birkaç kez içeri girmek istedik, bu yaptığınız yasadışıdır dedik, hemen ardından polis ekiplerini üzerimize saldılar. Bu nedenle kapı önünde mesai bitimine kadar bekliyoruz.
İC: Yol-iş sendikası ile ilişkiniz var mı? Direnişinizden haberleri var mı?
İşçiler: Evet var, bir gün geldiler, gördüler ancak bir daha da hiç gelmediler. Şu anda sadece Tekstil-iş’ten destek alabiliyoruz. Daha önce de ücretler ile ilgili bir mücadelemiz olmuştu. Tekstil-iş bu konuda bize yardımcı oldu. Şu anda da destek oluyor.
İC: Diğer taşerondaki işçiler bu mücadelenize nasıl bakıyorlar?
İşçiler: Bizi tebrik ediyorlar, bu kadar sürdüreceğimizi tahmin edemiyorlardı, bu bir dileniş değil direniştir diyorlar. Diğer taşeronlardaki işçilerin patronu bizi koz olarak kullanıyor, biz ne kadar alırsak onlar da kendi çalışanlarına o kadar vereceğini söylüyor. Siz direnişe girmeyin diyor. Bizim sayemizde onlar da 30 TL zam aldılar.
İC: Diğer direnişçi işçiler ile bağlarınız var mı?
İşçiler: Evet, TEKEL olsun İtfaiye olsun diğer direnişteki işçiler ile dayanışma içerisindeyiz. Zaten Ankara’ya sadece kendimiz için değil TEKEL direnişindeki işçi arkadaşları da desteklemeye gittik.
İC: Direnişinizin sonunda ne bekliyorsunuz?
İşçiler: Bu direnişten kazanana kadar vazgeçmeyi düşünmüyoruz. Bu mücadelemiz meşru hak arama mücadelesidir. Biz haklıyız, hakkımızı da alacağız.
Yorumlar kapalıdır.