ÖSYM’nin ipliği pazara çıktı

KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) 10-11 Temmuz tarihlerinde yapıldı. Sınav sonuçlarında ise ortaya ‘ilginç’ bir tablo çıktı. 500’ün üzerinde aday sınavın eğitim bilimleri bölümündeki 120 sorunun 120’sine de doğru yanıt vererek 1. olmuştu. Geçtiğimiz yıllara baktığımızda bu karşılaşılmadık bir sonuç. 2009 yılında yapılan KPSS’nin birincisi bile tüm sorulara doğru yanıt verememişti.

KPSS, ÖSYM tarafından yapılıyor. Sonuçların açıklanmasının hemen ardından ortaya çıkan kopya iddiaları üzerine ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan sessiz kalmayı tercih etti. ‘Söyleyecek bir şeyim yok’ dedi. Puanlarının yanlış hesaplandığını söyleyen adaylara diğer ÖSYM yetkililerinin yanıtı ise sınavın geçen yıllara göre daha kolay olduğu, bu yüzden geçen yıl aynı doğru sayısını yapan adayların bu yıl sınavdan daha düşük puan aldığı yolundaydı. Kopya çekilmesi bu tip sınavlar için korkunç bir iddia. Çünkü doğru cevaplanan bir sorunun kaç puan alacağı sınava giren adayların o testteki doğru sayılarının oranlanmasıyla ortaya çıkıyor. Yani 800 bin kişinin katıldığı bir sınavda 500 kişinin 120 net yapması çok şey değiştiriyor. Soruların doğru işaretlenme kat sayıları değiştiği için tüm adayların puanları değişmiş oluyor.

Sadece KPSS değil!

KPSS’de kopya iddiaları hakkındaki soruşturma devam ediyor. Soruşturma sürecinde nisan ayında gerçekleştirilen ÖSS’nin ilk basamağı YGS’de de kopya çekildiği ortaya çıktı. Ayrıca KPSS’yi hazırlayan komisyonda dershane patronlarının bulunduğu, soruların 10 bin lira karşılığı satıldığı da ortaya çıkanlar arasında. Kopya iddialarıyla birlikte MEB yeni akademik yılın başlamasına çok az vakit kalmasına rağmen öğretmen atamalarını henüz yapmadı. Bununla birlikte 12 merkezi sınav ertelendi. KPSS’nin iptal edilip edilmeyeceği ise henüz meçhul. ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan kopya iddiaları doğrulanırsa sadece eğitim bilimleri sınavının tekrarlanabileceğini söyledi.

Yalnızca 2010 KPSS değil, KPSS tümüyle iptal edilsin!

KPSS patronlar için ÖSS, SBS, TUS ve diğer merkezi sınavlar gibi bir rant kapısı. Hem de dershaneleriyle, yayınevleriyle büyük bir rant alanı. Üstelik KPSS ile bir taşla iki kuş vuruyorlar. Hem kâr elde ediyorlar hem de işsizliğe karşı olası bir tepkiyi engelliyorlar. Binlerce kadro açığı bir yana KPSS ile atama bekleyen yüz binler bir yana… Atanmayacaklarını bile bile binlerce işsiz bir umut her sene KPSS’ye giriyor. Böylece ‘adil bir sınavla’ işsizler bir kez daha sistemin içine çekilmiş oluyor.

Üniversiteyi bitirene kadar defalarca elemeye, sınamaya tabi tutulan gençleri bir kez daha sınayan bu sınav en başta burjuva eğitiminin kendine güvensizliğinin bir kanıtı. İsteyen herkes istediği alanda parasız, iş bulabilme kaygısı olmadan üniversite eğitimi alabilmeli. Eğitim ve üretim birlikte planlanırsa üniversitelerin işsiz üretmeyeceğini biliyoruz. Bir yanda 12, 14 saatlik mesailer, öbür yanda işsiz milyonlar; hepimize yetecek kadar iş var. Çalışma hakkımız güvence altına alınsın.

Yorumlar kapalıdır.