Dört milyon genç ne okulda ne işte! Üç milyon genç işsiz! Ülkenin geleceği mi dediniz?

Hiç kuşkusuz bir toplumun belkemiğini gençleri oluşturur. Toplumsal birikimi sahiplenip yeni nesillere aktaracak olan o toplumun gençleridir. Bu açıdan bir toplumun geleceğini, devamlılığını, kalitesini belirleyen temel ölçüt gençlerinin durumudur demek yanlış olmaz.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun “İstatistiklerle Gençlik, 2020” verilerine göre 83,6 milyonluk Türkiye nüfusunun yaklaşık 12,9 milyonunu 15-24 yaş grubundaki genç nüfus oluşturuyor. Yine bu verilere göre nüfusun yüzde 15,4’ünü oluşturan bu gençlerin sadece yüzde 39,1’i işgücüne katılım sağlayabiliyor. Genç kadınlarda ise bu oran sadece ve sadece yüzde 27,5.

Eğer bir toplumun belkemiğini gençleri oluşturuyorsa geleceğimiz adına pek de parlak bir durumda olmadığımızı söyleyebiliriz. Duble yollara ve inşaata yapıldığı söylenen yatırımın, toplumun geleceği olan gençlerden esirgendiği ortada. Resmi rakamlara göre dahi gençlerin yüzde 25,3’ü, genç kadınların yüzde 30,3’ü işsizken betona yapılan yatırımın toplumun geleceği ve devamlılığına yetmeyeceğini öngörmek için kâhin olmak gerekmiyor. Nitekim yetmiyor.

Malum Erdoğan Almanya’dan daha fazla sayıda üniversiteye ve öğrenciye sahip olmakla övünüyor. 20 yıllık AKP mucizesinin sonucunda ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 28,3. Genç kadınlarda bu oran yüzde 35,7. Dört milyon genç erkek ve kadın ne okuyabiliyor ne de çalışabiliyorsa, milyonlarca genç de işsiz durumdaysa bu bir ülke için tam anlamıyla geleceksizlik demektir.

Eğitimin kalitesi ve gençlerin çalışabildiği işlerin niteliği ve koşulları düşünüldüğünde, imkân bulabilen gençlerin neden ülke dışına gitmeye çalıştığı da daha iyi anlaşılabilmekte. Genç nüfusunun yüzde 70,8’inin istihdamın dışında olduğu Türkiye’nin bu haliyle hiçbir anlamda ve alanda gelişme sağlaması mümkün olamaz.

İktidarın yatırım olarak bahsettiği şeyler ise kamu kaynaklarının yağmalanmasından, doğanın yıkımdan, aşırı emek sömürüsünden ibaret. Toplumsal fayda sağlamayan, iş ve istihdam üretmeyen, aksine eşitsizliği ve sömürüyü derinleştirip doğanın yıkımına sebep olan bu yağma ve yıkımdan sadece bir avuç talancı çıkar sağlamakta.

Betona değil gençlere yatırım için de Tek Adam rejiminde ifade bulan bu düzenin derhal son bulması gerekiyor.

Yorumlar kapalıdır.