Van’da normale dönen ne?

23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de Van’da yaşanan depremlerin üzerinden üç aya yakın zaman geçmiş olmasına rağmen bölgedeki sorunlar çözülebilmiş değil. Ne barınma, ne sağlık ne de beslenme ile ilgili sorunlara kalıcı bir çözüm bulunmuş değil.

Aslında Van halkı için, depremin ardından yaşananlar neredeyse depremin şiddeti kadar yıkıcı oldu. Parası olanların göç ettiği kentte, yoksul halk ise soğuk ve açlıkla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu süre boyunca sobalar nedeniyle yanan çadırlarda ölen çocuklar belki de en çok canımızı acıtan oldu. Buna hastalık ve bakımsızlıklardan dolayı ölen ya da kalıcı hasarlarla yaşamak zorunda olanları da eklemeliyiz.

Böylesi bir deprem ülkesinde, en acil sorunları çözemeyen “ustalık dönemi” hükümeti yaşanan acılardan sorumlu değil midir? Öte yandan, Hükümet’in deprem karşısındaki acizliği tüm açıklığıyla ortaya çıkmışken, bölgeye yardıma giden gönüllü kuruluş ve bireyleri çalıştırmamasının mantığı ne olabilir? Yerel yönetimler güçlenmeli diyenlerin aslında buna kendilerinin inanmadığı açığa çıkıyor. Ama daha da önemlisi emekçilerin dayanışmasını kesinlikle istemedikleri bir kez daha ortaya çıkıyor. Yoksa hükümet yanlısı kurumlar bölgede rahatça çalışmalarını sürdürebiliyor.

Bölgede sorunlar devam ediyor

Hükümet artık Van’da hayat normale dönüyor dese de, gerçek tablo bize tam tersini söylüyor. Depremin üzerinden üç ay geçti, sormak istiyoruz eğer her şey normale döndüyse insanlar neden hâlâ çadırlardalar? Bu kadar mı zor prefabriklerin inşası? Peki, toplanan yardımlar ne oldu? Deprem döneminde reklam için televizyonlara çıkan zenginler neredeler? Vaat ettikleri yardımlar ne oldu? Güzel bir televizyon reklamı olarak mı kaldılar? Sağlık sistemi neden düzgün işlemiyor? Van’da binlerce hasta ve tek yataklı bir hastane var. Yiyecek bulmak neden bu kadar zor?

Yangınlarda ölen, hastalıklardan kırılan çocukların sorumlusu kim? Bizlerden topladığı deprem vergileriyle yol yapan “ustalık dönemi” hükümeti olmasın?

Devletin yetmediği yerde emekçinin yardımına emekçi koşuyor. Hükümet onlara da “izin vermezük” diyor. Dayanışmaya gelen doktora “git” diyor, gençleri kovuyor. “Sivil toplum” dediğin sadece güzel bir nida olarak kalıyor devletin “güvenlik” konseptinin yanında… Ve hükümet “hayat normale dönüyor” diyor, herkesin gözünün içine baka baka…

Devletin işi de zor, emekçiyi dövmek için cop, bayıltmak için gaz lazım. Ne acelesi var ki Van halkının…

Yorumlar kapalıdır.