Gaf Bakanlığı
Dünyada olduğu gibi bu ülkede de bakan olmak sorumluluk gerektiren bir mevki olsa gerekir. Hele iç işleri bakanı olmak, herhalde bu sorumlular içinde en sorumlulardan biri olmayı gerektirir. Sorumluluktan kastımız; halkın arasına girmek, onların derdini ve sorunlarını dinlemek ve bu sorunlara çözüm bulmak…
Lakin bu ülkede ne yazık ki işler böyle işlemiyor. Bir İç İşleri Bakanı var ki tam da numunelik!
Bazen coşar, şöyle der: “Birileri saptırarak, kendine göre gerekçeler uydurarak teröre destek veriyor. Neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor, şiir yazarak şiirine yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor.”
Mesela Bakan üç adet insan öldü der, sanki şeftaliden ya da portakaldan bahseder gibi!
Ya da maden de göçük altında kalarak ölen işçiler için, “Güzel öldüler” der.
Yine Bakana ait sözler; Van’da depremzedeye, “Valla saray gibi koskocaman çadırda yaşıyorsunuz, bizi davet etmiyorsunuz” diyerek işi iyice pişkinliğe vurur.
Tabii Bakanın doğru bir şey söylediği de oluyor. Örneğin bir söyleşisinde, “Bakan olmadan önce ben de normal bir insandım” diyor. Anormal olduğunu kendisi de biliyor!
Sayın Bakanın gafları saymakla bitecek gibi değil. Tabii bunlara gaf denilebilirse…
Bakanın son icraatı ise Erzurum’da meydana gelen olay: Erzurum’da gölette boğulan 5 Tedaş işçisinin taziyesine giden Bakan İdris Naim Şahin, kendisini karşılamaya gelenler arasında bulunan bir vatandaşın, “Sizi gördüğüme çok sevindim Sayın Bakanım!” demesi üzerine “İnanmam, hadi bir takla atta inanayım” deyiverir… Gölette boğulan 5 işçiye taziyeye giden Bakanın işi şamataya vurmasına mı, vatandaşı maskara yerine koyup oynatmak istemesi mi daha utanç verici. Artık ona da siz karar verin!
Bakan davulcu eşliğinde vatandaşı oynatıyor. Yani vekil asili soytarı yerine koyuyor. İnsanların acılarını umursamayarak kendince eğleniyor ama suç onda değil. Suç bizlerde. Bizler asilliğimizi unutup bu kadar paye verirsek, seçtiklerimiz karşısında kendimizi ezik duruma düşürürsek bizi daha çok oynatırlar.
Böyle bir Bakan gerçekten şaka gibi; ama acı bir şaka! Her konuşması ayrı bir utanç vesilesi olan Bakana; topluma karşı daha dikkatli olması, kendisinin vekil olduğunu, asile karşı daha saygılı olması gerektiğini unutmamasını hatırlatsak herhalde boşa nefes tüketmiş oluruz. Görünen köy kılavuz ister mi? Nihayetinde biz ne desek boş. Onlar kendi bildiklerini yapacaklar ama unutmasınlar her filmin bir sonu olduğu gibi bu trajikomik filmin sonu da gelecek elbet. Yaşayarak göreceğiz, haydi hayırlısı.
Yorumlar kapalıdır.