Kürtler dünyayı yakmak değil, adalet istiyor!

Günlerden 28 aralık 2011, saat 21:00 civarıydı. Roboski’de (Uludere) 34 kişi savaş uçaklarının bombalaması sonucu katledildi. Öldürülenler arasında yaşları 12 ile 18 arasında değişen 17 çocuk da vardı. Medya saatlerce dilsiz, sağır ve kör oldu. Devlet saatlerce sessiz kaldı. Muhalif medya ve demokratik kitle örgütleri ise ilk bilgilerin ardından katliamı duyurdu.

Devlet suskunluğunu 29 Aralık’ta ancak aradan 12 saat geçtikten sonra, çeşitli bahaneler eşliğinde bozdu. “Terörist sanıldılar… Onların da orada ne işi vardı?” gibi sizlerin de çok iyi bildiği birçok hikayeyi hep birlikte dinledik. Bunları daha fazla yazmanın anlamı yok, zaten biliyorsunuz.

Lakin biraz detaya girelim istiyorum, örneğin; “Devletler halkını katleder mi?” ya da biraz yumuşatalım, “yanlışlıkla” diyelim, “öldürür mü?”

“Dünyayı yakardım!”

Devletler ya da iktidarlar yanlışlık yapabilir ama bunun bedelini de öder. Bu bedel AKP iktidarının başbakanının dediği gibi, tamam öldürdük ama tazminatlarını fazlasıyla ödedik, tarzında bir bedel değildir.

Kuşkusuz bir insan hayatının bedeli para ile ölçülemez. Bizim kast ettiğimiz bedel sorumluların bulunması, yargı önüne çıkarılıp hak ettikleri cezayı almalarıdır. Yani başbakanın dediği tazminatı öder kurtulurum değildir.Bu bedeli bir de Roboskili köylülere sormak gerekmez mi, “Parayla bu iş olur mu?” diye!

Başbakanın eşi Emine Erdoğan Roboski’de öldürülenlerin ailelerini ziyaret ettiğinde bir anne katledilen oğlunun resmini göstererek, “sen olsan ne yapardın?” diye soruyor. Emine Hanım, “dünyayı yakardım!” diyor.

Kürtler dünyayı yakmak değil, çocuklarını katledenlerin yargılanıp hak ettikleri cezayı almalarını istiyor.Roboski katliamının peşinden Başbakan bu olayın karanlıkta kalmayacağına dair söz vermişti ama şimdi katliamın gündemde olmasını dahi sindiremiyor. Muhalefeti art niyetli olmakla suçluyor. Kendi sorumluluğunda olmayan Dersim katliamı için özür dileyen Başbakan kendi iktidarının sorumluluğunda olan Roboski katliamı için özür dilemeyi uygun bulmuyor!

İleri demokrasi!

Bir de saçmalama şampiyonu İçişleri Bakanı var. Saçmalama şampiyonası olsa herhalde kimse onun eline su dökemez. Şimdi de yeni bir senaryo yazdı ve Roboski’de katledilenleri figüranlıkla suçladı! İçişleri Bakanı’nın saçmalıklarına kendi partisi bile isyan etti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in tavrının insani olmadığını söyleyerek partimizin görüşünü yansıtmıyor deyiverdi. O zaman insan “E nasıl yani?” diyor. Bu bakan, sizin iktidarınızın bakanı ve siz sözlerini bizim görüşümüz değil diye eleştiriyorsunuz.

Bunlar iyi polis-kötü polisi oynuyor; yani bizi uyutmaya çalışıyorlar. Herhangi bir burjuva demokratik bir ülkede olsa İçişleri Bakanı derhal istifa ederdi ama bizde hala görevde ve özür dileme ortamının oluşmadığını söyleyebiliyor. Muhtemelen ileri demokrasilerde böyle oluyor!

İçişleri Bakanı bombalama emrini komutanların verdiğini söylüyor. İyi de o komutanlar kimin emrinde? Tabii ki hükümetin! Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı’nın tavrını insani bulmazken tersine Başbakan onaylıyor ve Roboski’nin gündemde kalmasına tepki gösteriyor. Gazetecilere tasmalarınızdan kurtulun diyor. Daha da coşuyor, kürtaj ile Uludere’yi kıyaslıyor. “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyor. Yani olayın cinayet olduğunu kabullenmiş oluyor.

İşi daha da ilerletip Wall Street Journal gazetesine fırçayı atıyor; “Sana ne? Sen kim oluyorsun da Uludere’yi gündeme alıyorsun?” diyor. Son olarak da BDP’ye saldırıyor. Hakaret edip, “Kalleşler!” diyor.

Adalet istiyoruz!

Başbakan, “olayın üstüne gideceğiz, devletler de hata yapar” diyor. AKP’nin Meclis’teki grup toplantısında, “Hatalı olduğumuzu söyledik. Daha kaç defa söyleyeceğiz?” diyor. Bir insan hata yapmışsa hatasından dolayı özür diler. Bu hatayı yapan devlet ise durum yine aynı olur.

Devlet özür dilemeli. Ortada katledilen 34 insan var. Oysa iktidar sorumluluğunu hala yerine getirip olayı savcılığa dahi götürmedi. Madem ki Başbakan bu ülkedeki her sorun benim sorumluluğumdur diyor, şüphesiz Roboski katliamının da sorumlusu Başbakanın ta kendisidir. Başbakan, Kürt halkından özür dilemeli, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin acilen görevden alınmalıdır. Katliamın sorumluları açığa alınmalı ve acilen yargı önüne çıkarılıp hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Adaletin yerine gelmesi ancak katledilen Roboskili çocukların katillerinin yargılanması ile olacaktır.

Yorumlar kapalıdır.