Eğitimde genel grev çağrısı

Avrupa’da krizin etkileri hissedilmeye başlandığından beri, başa gelen hükümetler çareyi kamu hizmetlerinden tasarruf yapmakta gördüler. Yunanistan’da krizi atlatma gerekçesiyle uygulanan politikalar, vergilerin yüzde 23 artmasına, emeklilik maaşlarının ve ücretlerin yüzde 40 düşmesine sebep olmuştu. Portekiz ve İrlanda’da da benzer şekilde toplu taşımaya, benzine ve dolaylı vergilere gelen zamlarla ülke genelinde gösteriler, protestolar başladı. Son olarak Avrupa Sendikalar Konfederasyonu tüm AB ülkelerinde yapılan kesintilere karşı, 14 Kasım’da gösteriler yapılacağını açıkladı.

Uluslararası Gençlik Hareketi (ISM), “Okul ücretlerinin artırılması, bütçe kesintileri, taşeronlaştırma, okulların kapatılması, eğitimin özelleştirilmesi ve ticarileşmesi sorunlarıyla, ancak küresel olarak birleştiğimizde karşı koyabilir ve herkes için erişilebilir, ücretsiz, özgürlükçü bir eğitim elde edebiliriz” diyerek dünya çapında bir eğitim grevi çağrısı yapıyor. Zira, Avrupa’da krizden çıkış yolu olarak gösterilen bütçe kesintileri eğitim alanında çalışan işçiler ve öğrencileri de sarsmış durumda. Eğitime ayrılan bütçenin azaltılması, okul ücretlerinin artırılması gibi önlemler, krizin faturasını öğrencilere ve eğitimcilere kesmek dışında bir anlam taşımıyor. Bu bakımdan 14 Kasım’da gerçekleşecek genel grev, eğitimde uygulanan kriz politikalarına karşı Avrupa çapında verilecek bir siyasi cevap olarak büyük önem taşıyor.

Zira, krizin faturasını işçilere, öğrencilere kesmek ekonomik bir zorunluluk değil, politik bir tercihtir. Avrupa örneğinde görüldüğü gibi eğitim emekçilerinin maaşlarından kesmek, öğrencilerin yol, kantin, barınma masraflarını artırmak krizden çıkış yolu olamaz. Eğitimi üzerinden kâr edilecek bir sektöre dönüştürmeyi hedefleyen Bologna süreci Türkiye’de de işlemeye devam ediyor. AKP hükümeti de, eğitime bütçe ayırmamak için üniversitelere finansman olarak sponsor şirketleri işaret ediyor. 4+4+4 türünden reformlarla, uzun ve ücretsiz staj süreleriyle öğrencileri ucuz işgücü olarak yedekliyor. Bu açıdan bir adım sonrasının Avrupa olacağını görmek ve eğitimdeki piyasalaşmaya dur demek elzem gözüküyor.