Ev işçileri: Görünmeyen emeğin görünen yüzü

42 yaşındaki Rukiye Şimşek, geçtiğimiz ay Bostancı’da temizlik için gittiği evde camdan düşerek yaşamını yitirdi. Şimşek, kendi evindeki işler yüzünden iş hayatına atılamayan ve aynı işleri bir başkasının evinde ücret karşılığı yapan bir “gündelikçi” idi. Kayıtdışı işlerde iş cinayetine kurban giden yüzlerce ev işçisinden yalnızca biri. İşçilerini yalnızca bütçe sıkıştığında hatırlayan hükümetin sayısız iş cinayetinden sadece bir tanesi.

Oysa, Şimşek’in ölüm haberinden bir süre önce “Sigortasız ev işçisi çalıştırana ağır ceza geliyor”, “Bir gün bile çalışana sigorta” haberlerini işitmiştik. Birçok gazete bunu hükümetin kadınlar için attığı önemli adımlardan biri olarak “müjde”lemişti. İş Kanunu’nda işçi olarak bile görünmeyen ev işçilerinin çalıştığı evlerin nasıl işyeri sayılacağı ve işçi çalıştıranların nasıl işveren gibi cezalandırılacağı ise pek kurcalanmamıştı. Oysa yıllardır bu konuda sesini duyurmaya çalışan pek çok kadın örgütü ortada çözülmesi gereken başka bir sorun olduğunu söylüyordu.

Toz bezi değil, ev işçisiyiz!

Gerekli düzenlemeler yapılmadan sansasyonel haberlerle evlere kesilecek idari para cezalarının ev işçilerinin durumunu düzeltmekten çok, açık veren SGK bütçesiyle alakalı olduğu açıktır. Ev işçileri devletin bakım hizmetlerini rant alanı haline getirmek için kapattığı kreşler, hiç açılmayan yaşlı-engelli bakım evleri yüzünden kayıtdışı şekilde çalışmaktadır. Kadınların daha ucuza çalışmalarını sağlamak üzere ev işçileri güvencesiz, kayıtsız, görünmeyen, tehlikelerle yüz yüze çalışma koşullarında çalışmaktadırlar. Sigortasız, güvencesiz çalışan kadınlar evlerdeki kapı kapandıktan sonra her an ölüm tehlikesi, taciz, tecavüz gibi risklerle yüz yüzedir.

Özetle, hükümet ev işçilerinin durumunu bilmemekte değil, tam tersine bundan faydalanmaktadır. AKP hükümeti, ev işçisi kadınların sorunlarının çözümü için özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilmesini önermekte, bir başka deyişle ‘kiralık işçi’ uygulamasını dayatmaktadır. Diğer bir deyişle, kiralık işçi uygulamasına meşruiyet zemini yaratmak için ev işçisi kadınların durumunu istismar etmektedir. Ev işçilerinin mevcut kölelik koşullarından Çalışma Bakanlığı sorumludur, Devlet sorumludur.

Hükümetin müjde yalanlarına karnımız tok, taleplerimiz belli!

  • Ev işçileri işçi sayılarak ya İş Kanunu kapsamı içine alınmalı ya da dünyada da örnekleri olduğu şekliyle ayrı bir Ev İşçileri Yasası çıkarılarak, ev işçilerinin çalışma koşulları düzenlenmelidir. Bunun için ILO 189’un imzalanmasını talep ediyoruz.
  • Ev işçilerinin sendikalaşma ve örgütlenme hakkı tanınmalıdır. İş kazası ve meslek hastalıkları yaşanmaması için ev işçilerinin işyerlerinde önleyici tedbirler zorunlu tutulmalı; işçi sağlığı ve güvenliği açısından risklerin ortadan kaldırılmasının sağlanması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve denetim artırılmalıdır.
  • Kaçak çalışan göçmen ev işçilerinin kölelik koşullarına son verilmeli, çalışma şartları iyileştirilmeli ve ülkeye giriş çıkışlarının kolaylaştırılması sağlanmalıdır.

Özel istihdam büroları, kiralık işçi büroları kölelik demektir. Kiralık işçi bürolarına hayır diyoruz. Kadınların esnek ve güvencesiz çalıştırılması, çifte sömürünün derinleştirilmesi, kadın emeğinin değersizleştirilmesi ve kadın bedeninin denetlenmesine dönük her türlü uygulamaya hayır diyoruz.

Yorumlar kapalıdır.