Charlie Hebdo’ya saldırı

Çarşamba günü Paris’te Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırıda 12 kişi öldü, 11 kişi yaralandı.

Charlie Hebdo dergisi haftalık çıkan bir mizah dergisi, özellikle din karşıtı ve muhalif söylemleriyle tanınıyor. Gündemdeki olayları, dinleri ve siyasetleri ayrım yapmadan cesurca eleştiren bir dergi. Ele aldığı konular ve ifadelerdeki cesur tutumdan dolayı derginin olaylı bir geçmişi var. 2007 ve 2011’de de özellikle İslam dinini konu alan karikatürlerinin kamuoyunda yarattığı tepkilerden dolayı çizerler ve dergi editörleri ciddi sıkıntılar yaşadı. 2007’de dergi editörü Müslümanlara hakaretten yargılanıp serbest bırakılırken, 2011’de aynı konu üzerinde yayınlanan bir karikatürden dolayı dergi binasına molotof kokteyliyle saldırı düzenlenmişti, aynı zamanda derginin sosyal medyadaki tüm hesaplarına tehditler yağdırılmıştı. Öyle ki uzun bir süredir binada korumalar vardı ama dergi çalışanlarının açıklamasına göre son birkaç aydır tehditler azalmıştı bu yüzden binanın korunmasında da esneklikler yapılıyordu yani bu saldırı beklenen bir saldırı değildi.

Çarşamba günü yüzleri siyah kar maskeleri ile kapalı üç saldırgan İslam dinini konu alan bir karikatürün “öcünü almak için” Charlie Hebdo dergisinin binasına girdi. Derginin yayın toplantısı Çarşamba günü olduğundan binada daha çok dergi çalışanı vardı ve saldırganlar dışarda polisle girdikleri saldırı ile beraber toplamda 12 kişiyi öldürdü ve 4’ü ağır olmak üzere 11 kişiyi yaraladı. Kimliği belirlenen saldırganlardan ikisi aranıyor, biri teslim oldu.

Paris’te terör alarmı

Saldırıdan sonra Paris’te 3000’den fazla polis görevlendirildi. Dergi binasının bulunduğu 11. bölgedeki okullar tahliye edildi. Metrolara, tren istasyonlarına, televizyon ve gazete binalarına, ibadet yerlerine, kamusal ve özellikle turistik alanlara askeri birlikler yerleştirildi.

François Hollande Perşembe gününü milli yas ilan etti. Dergi binasına gelen Hollande “en iyi silahımız, birliğimizdir. Hiçbir şey bizi bölemez ve ayıramaz” şeklinde bir açıklamada bulundu. Saldırının Müslümanlara mâl edilmemesi gerektiğini söyleyen Hollande’ın özgürlüğe saldırı ile ilgili yaptığı yorumu ise Fransa’nın geçtiğimiz aylarda Remi isimli gencin öldürülmesiyle yaşadığı olaylar düşünüldüğünde oldukça manidar.

“Hepimiz Charlie’yiz”

Dün Fransa’nın birçok şehrinde Charlie Hebdo ile dayanışma eylemleri düzenlendi, özellikle Paris’te yapılan eylemlerde yaklaşık 15.000 kişi toplandı. Fransa genelinde yaklaşık 100.000 kişinin katıldığı eylemlerde sloganlar ve pankartlarla “Je suis Charlie”(Ben Charlie’yim), “On n’a pas peur”(Korkmuyoruz) dendi. Aynı zamanda birçok şehirde üniversiteler de eylemdeydi.

Fransa’da yıllardır hızla güçlenen göçmen karşıtlığı ve İslamofobi’nin varlığı bir gerçek. Bu barbarca saldırının bu milliyetçi damarı yükseltmesi beklenebilecek, hatta bir oranda ne yazık ki kaçınılmaz sonuçlardan biri. Olayın neredeyse hemen ardından (Paris ve Fransa güneyindeki Port-la-nouvelle bölgesindeki) camilere yapılan saldırılar bunun bir göstergesi. Medyanın ve aşırı sağın temelini hazırladığı bu korku ve nefret atmosferinin ortasında ve etkisiyle verilen saldırgan faşizan tepkileri kınamak şart. Yapılması gereken, bir süredir birçok ülkede yaşanılan saldırılarla dolu sürecin etkilerinin Avrupa’da da vücut bulmaya başladığını görebilmektir.

Yapılan birçok röportaj ve aktarımlardan olayın Fransa halkının bir bölümü tarafından böyle yorumlandığını, bunun küresel ölçekte-Avrupa’nın da kaçamadığı- bir süreç olduğunun fark edildiğini görüyoruz. Kendi özelinde ifade özgürlüğüne karşı korkunç bir saldırı olan bu olayın, örneğin Kobane, Meksika, Amerika’daki vb. saldırı olaylarıyla-elbette ki coğrafi, tarihsel vb.belli karakteristik ayrımlar olmasına rağmen- benzerliklerini görebilmek gereklidir. Böylece bu olayları belli noktalarda bağdaştırarak içinde olduğumuz ekonomik ve siyasal destabilizasyon ve çaresizce yeniden yapılanma arayışları sürecinde ele alabiliriz ve hepsinin bu sürecin sosyal yaşamdaki birer yansıması ve sonucu olduğunu görebiliriz.

Charlie Hebdo ‘ya yapılan korkunç, acı ve kabul edilemez bir saldırıdır. O insanlar düşünceleri ve düşüncelerinin ifade ediş şekillerinden dolayı acımasızca öldürüldüler. Bu cinayetin sorumluları bulunmalı ve yargılanmalıdır.

“Nous sommes tous Charlie!”

Hepimiz Charlie’yiz!

Yorumlar kapalıdır.