Kiralık işçilik yasası meclisten geçti!
Kamuoyuna “güvenceli esneklik” olarak servis edilen uygulama, Başbakanın kovulmuş olması curcunasına hiç aldırmadan 6 Mayıs günü sabaha karşı Meclis Genel Kurulu’ndan geçti.
Türkiye OECD ülkeleri içerisinde çalışma koşullarının en kötü olduğu ülkelerden biri. Mevcut yasa ev içi emeğin, kadın istihdamının ve tarım işçiliğinin korunması gibi süslü laflarla allanıp pullanırken bir de işsizliğe de çare olacağı ifade ediliyor. Dünyadaki uygulamaları ise, tüm emek örgütleri tarafından nefretle karşılanıyor.
Uygulama temel olarak taşeronluk düzeninin sınırsızlaştırılması ile SGK primlerinin düzenli ödenmesinin, yıllık izinlerin ve emekliliğin kalkması anlamını taşıyor. Bizi dünyanın en kötü koşullarında çalışmaya mahkûm eden mevcut yasa yalnızca asıl işkolunun dışındaki işlerin taşerona verilebilmesini kapsıyor. Örnek olarak hastanede asıl işkolu (sağlık) personeli işleri taşerona verilemiyordu. Hekimler, hemşireler ve hasta bakıcılar kadrolu olarak çalışıyordu. Şimdi ise, asıl işkolunda çalışan işçiler dahi özel istihdam bürolarından kiralanabilecek. Patron canı istediğinde bu işçilerin işine tazminatsızca son verebilecek. Zam hayal olacak. Hastalık hallerinde dahi işveren yeni bir işçiyi kiralayıp mevcut işçinin kovulmasını sağlayabilecek. İşinden atılan işçi de yeni bir yer onu kiralayana kadar kendi sağlık sigortası primini ödemekle mükellef olacak. Bu arada aracı kurum olan Özel İstihdam Büroları da yığınla paraya sahip olacak.
Söylendiğinin aksine bu yasanın işsizlikle hiçbir ilgisi yok. Hedeflenen doğrudan doğruya çalışan nüfusun daha da güvencesiz koşullara itilmesi. DİSK’in yaptığı araştırmaya göre, yasa Erdoğan’ın onayından geçmesi halinde mevcut çalışanların yüzde ellisinin bu uygulama altında kiralık işçi olarak çalıştırılacağı ifade ediliyor.
Uygulamanın temel hedefi emekliliği, sosyal hakları, kıdem tazminatını ve yıllık izinleri patronlar lehine tedavülden kaldırmakla sınırlı değil. Özel İstihdam Bürosu’ndan kiralanan bir işçinin sendikalaşması da pratikte imkansız hale getiriliyor.
İşte Çalışma Bakanlığı ve İş-Kur’un emekçilere sunduğu çözüm! Bu iki kurum yöneticileri adeta bir çalışma kampı şefi gibi hareket ediyorlar. Sarayın iktidarını sağlamlaştırabilmek adına burjuvaziye iş güvencesinden tamamen arındırılmış işçileri servis ediyorlar.
İDP olarak Türkiye işçi sınıfını ve emek örgütlerini uygulama tamamen kaldırılana ve işçilerden yana bir istihdam programı hazırlanana kadar mücadeleye davet ediyoruz.
Yorumlar kapalıdır.