Cerablus operasyonu: Emperyalizm, Türkiye, IŞİD ve Kürtler

TSK IŞİD’nin kontrolündeki Cerablus’a yönelik olarak koalisyon ülkelerinin hava desteği, ÖSO ve Türkiye destekli Türkmen tugaylarının eşliğinde bir operasyon başlattı. TSK’dan 450 personel operasyona aktif olarak katılırken bu sayının 15 bine yükseltilebileceği ifade ediliyor.

Başbakan Yıldırım operasyonun sebebini “DAEŞ’in bölgeden çıkartılması, ondan doğan boşluğu da PYD-YPG doldurmaması için operasyon yaptık.” diyerek açıklıyor. Şurası açık ki, Türkiye operasyonu IŞİD’e yönelik değil Cerablus’un PYD’nin eline geçmesini önlemek için yapmış durumda.

Operasyonun uzunca bir süredir hazırlandığı artık malumumuz. Rusya’dan özür, ABD ile güçlenen ilişkiler ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Irak Kürdistanı ve İran’a sürpriz ziyaretlerinin sebebinin operasyon olduğunu öğrenmiş olduk. Türkiye’nin bu konuda dünya ile ilişkisi o denli güçlü ki, son olarak Türk Dışişleri Esad yönetimi ile dahi operasyonun görüşüldüğü bilgisini paylaştı. Bu durumda şurası açıktır ki, Türkiye’nin bölgedeki varlığı emperyalizmin bölgedeki yıkıcı varlığının bir parçası niteliğindedir.

Cerablus operasyonu IŞİD’e karşı bir operasyon değil, doğrudan Türkiye’nin azalan inisyatifini artırmak ve Erdoğan’ın dünyadaki meşruiyetini yeniden tesis için yapılmıştır. Uzunca bir süredir hazırlanmakta olduğu artık bilinen Cerablus operasyonu eğer gerçekten IŞİD ile topyekün bir savaş anlamına gelseydi bu hazırlık sürecinde IŞİD’e yönelik tatmin edici operasyonlar gerçekleştirilir ve Ankara garı katliamında elde edilen istihbaratlar uyarınca Antep saldırısının önüne geçilirdi.

Cerablus operasyonu Türkiye işçi sınıfı ve hatta Türkiye’de yaşayan herhangi birinin daha iyi bir güne uyanmasını sağlamayacaktır. Türkiye’de her şehirde var olduğu söylenen IŞİD hücrelerinin aktif varlığı operasyonla bir değişikliğe uğramayacaktır.

Cerablus operasyonu Suriye halkının da çıkarına değildir. IŞİD’i bitirmek bir yana, bölgede emperyalizmin ve Esad rejiminin yıkıcı varlığını güçlendirmektedir.

Operasyon PYD’ye yönelik bir hamle üstünlüğü sağlama ve Türkiye’nin Arap dünyası ile ilişkisinin bir Kürt koridoru ile kapanmasına karşı olarak, esasında tamamen iç politikasının emperyalizmin Suriye politikası ile uyumlu hale getirilmiş bir yansımasıdır.

PYD’nin içine düştüğü zor durum ise bölgede sürdürdüğü ilkesiz politikasının bir sonucudur. Bugüne değin Rusya ya da ABD’nin bölgeye olan operasyonlarına hiç ses çıkarmayan PYD, Rus-Amerikan destekli Türk operasyonu karşısında da geçmiş çıkarcılığının bedelini ödemektedir.

Doğrudan IŞİD’i hedef almayan ve emperyalizmin tank ve kara gücü niteliğinde gerçekleşen Cerablus operasyonu derhal son bulmalıdır. Türkiye’de ciddi bir tehdit oluşturan IŞİD’e karşı gerçek önlemler alınmalı ve IŞİD bahanesiyle Türkiye ve Suriye Kürtlerini hedef alan imhacı politika ve operasyonlar derhal sonlanmalıdır.

Yorumlar kapalıdır.