Trans Hande Kader’in ardından: Bize bir yasa lazım

Hande Kader cinayeti

6 Ağustosta kaybolan 23 yaşındaki Hande Kader’in cesedi bir hafta sonra Zekeriyaköy’de bulundu, Hande’nin önce dayak yediği, tecavüze uğradığı ve daha sonrada hayatta iken yakılarak öldürüldüğü tespit edildi. Ana akım medyanın “daha önemli işleri” olacak ki olayı Hande Kader’in arkadaşlarının ve LGBTT örgütlerinin tepkileri sayesinde öğrendik.

Cinayetleri karşılaştırmak her ne kadar doğru olmasa da Hande’nin yaşı ve öldürülme biçimi akla Özgecan Aslan cinayetini getirdi. Cinayet daha canice işlenmiş olmasına karşın Hande’nin öldürülmesi Özgecan’daki gibi bir infiale yol açmadı ne yazık ki. Sanırım Hande’nin vahşice katledilmesine toplumsal bir tepkinin doğmamasını hatta haber bile yapılmamasını anlamak için yapılabilecek en doğru yorum Hande’nin trans bir kadın olması ve trans bireylere sunulan tek mesleği yani sex işçiliği yapıyor olması.

Ne ilk ne de son

Hande KADER’in vahşice katledilmesinden sonra arkadaşlarından Hande’nin çevirmen olmak istediğini ama trans olduğu için bulabildiği tek iş olan sex işçiliği yaptığını öğrendik. Ayrıca yakın zamanda yasaklanan Onur Yürüyüşü’nde en ön sıralarda direnenlerden olduğunu… Hande’nin TOMA’nın önüne oturmakta, onur yürüyüşü yapmakta ısrar etmesinin nedeni şimdi daha yakıcı hale gelmiş durumda.

Yaşam Hakkını Savunmak!

Hande KADER’in trans olduğu için ya da sex işçisi olduğu için cinayetinin gündeme gelmemesi ilk değil. Milletvekili Selina DOĞAN’nın ve LGBTT örgüt ve aktivistlerinin mecliste yaptıkları basın açıklamasında verdiği istatistiğe göre “Kasım 2014 ile 17 Ağustos 2016 tarihi arasında 356 hak ihlali, son bir yılda Türkiye’de toplam 9 trans cinayeti işlendi. Resmi rakamlara göre, 2008’den bu yana toplam 45 trans kadın öldürülmüş. Bu veri Avrupa ülkeleri arasındaki en yüksek rakam.”  Kayıtlarını tutmada çok “hassas” davranmadığımız durumda bile en yüksek rakamı yakalamak Türkiye’deki nefret cinayetlerinin boyutunu ve toplumun buna ne kadar sessiz kaldığını gösteriyor.

Nefret Cinayetleri ve Hukuki Boşluk

Nefret cinayetlerinin kaynağı, kadın cinayetlerinde de olduğu gibi toplumun bütününe sirayet eden erkek egemen zihniyette, ayrımcı, cinsiyetçi söylemlerde lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks (LGBTİ) bireylere karşı ön yargıda aramak gerek ve nefretin ortadan kalkabilmesi için toplumsal bir dönüşüm şart. Aynı zamanda LGBTİ bireylerin yaşam hakkını savunmak, bir birey bir vatandaş olarak  “var” olmalarını sağlamak için hukuki düzenlemeler gerekiyor. İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Kırancı’nın meclisteki basın açıklamasında bahsettiği gibi Anayasa’ya cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim maddelerinin eklemesi gerek;

“Evinde acımasızca katledilen Nilay’ın ardından LGBTİ hak savunucularına ‘Zaten ölmüş, gırtlağı eksilmiş ne uğraşıyorsunuz’ diyen, pek çok LGBTİ cinayetinin ardından benzer ciddiyetsiz baştan savma yorum yapan kolluk kuvvetlerinin tarafsız ve etkili soruşturma yürütmelerine güvenmemiz beklenemez. “Eşitliği düzenleyen Anayasa’nın 10 maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmedikçe, nefret cinayetine dair yeni koruyucu maddeler eklenmedikçe üzgün olmamız çare etmeyecek. Homofobik transfobik bifobik cinayetler son bulmayacaktır. Katillerimiz ellerini sağlayarak dolaşmaya devam edecek, bu failler feyz alarak eylemlerine devam edecektir. Bize bir yasa lazım.”

Hande Kader için Adalet, Herkes İçin Adalet

Yakılarak katledilen trans kadın Hande Kader için LGBTİler ve kadınlar 21 Ağustos Pazar saat 19.00′ da Tünel’de buluşup adalet talebiyle Galatasaray Meydanına yürüyecek. Talebimiz basit Hande Kader ve herkes için Adalet!

Yorumlar kapalıdır.