Gerçek adalet arayışımız

Türkiye’deki 8 Mart ve 25 Kasım yürüyüşlerine katılan ve tanık olanların iyi bildiği bir slogandır; ‘erkek adalet değil, gerçek adalet’

Türkiye’de kadınların adalet arayışı ve bu uğurda verdiği mücadele oldukça eskiye dayanıyor; hatta bu topraklarda hak, hukuk mücadelelerinin önünü çoğunlukla kadınların çekiyor olması da şaşırtıcı değil ne yazık ki…

Kadınlara dönük her türlü saldırının engellenmediği/cezasız kaldığı, kadına yönelik şiddetin istatistiklerinin tutulmadığı, kadın-erkek eşitsizliğinin ülkeyi yönetenlerce meşrulaştırıldığı, mahkemelerde dağıtılan “iyi hal” indirimlerinin ve cezasızlığın suçluları cesaretlendirdiği bir ülkede yaşıyoruz. Kısacası bu ülkede kadınlar, haksızlığa uğradıkları, şiddet gördükleri her süreçte devletin ve kurumlarının “erkek” oluşuna tanık oluyorlar ve bu nedenle adalet talebinde ısrarcılar.

Şort giymenin, gece geç saatte sokakta olmanın, eşe itaat etmemenin ve daha birçok nedenle sadece kadın olmanın şiddete ve ölüme mahal verdiği, lgbti+ bireylerin nefret suçlarına maruz kaldığı, çocukların istismar edildiği bir düzende hukuksuzluk ve keyfiyet bir kural haline geldi. Özellikle Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilanından bu yana yaygınlaşan cezasızlık politikaları kadına yönelik şiddeti katbekat arttırdı. Bir yılını doldurmak üzere olan OHAL kararı ve kararnameleri sırasında hayatını kaybeden kadın sayısı üç yüzü aştı.

AKP Hükümeti’nin 15 yıllık iktidarı boyunca yaptıkları yeni rejimin teminatlarıdır. Bu 15 yıl boyunca kadın emeği esnek ve güvencesiz hale getirildi; kadının yeri aile yanında gösterildi. İş ve aile yaşamını uyumlulaştırma yasaları ile kadınlardan hem 3 çocuk doğurup iyi bir eş olmaları hem de ucuza ve güvencesiz koşullarda çalışmaları beklendi. İş ve aile kıskacına mahkum edilen kadınlar daha fazla güçsüzleşti, daha fazla erkek şiddetinin hedefi haline geldi.

Bu durum karşısında yalnızca kadınlar biraraya geldiğinde, tepki gösterdiğinde, susmadığında bir şeyler değişti; en son çocuk evliliklerinin önünü açan yasa bu şekilde geriye çekildi; kadınlar mahkeme takip ettikçe bir katil daha ceza aldı vb. Yalnızca kadın dayanışması ve örgütlülüğü ile adalet kısmı düzeylerde sağlandı.

Eşitlik yoksa, adalet yoktur

16 Nisan Referandumu ile gerçekleştirilen rejim değişikliği kendini baskı politikaları ile kurumsallaştırmaya çalışırken, CHP’nin kendi milletvekilinin tutuklanması üzerine Adalet Yürüyüşü’nü başlatması ve baskıcı tek adam rejiminin durdurulmasına dönük olarak sokağı işaret etmesi son derece önemli ve olumlu bir gelişmedir. Biz kadınlar olarak bu yürüyüşün doğal takipçisi ve bileşeniyiz.

Referandum süreci ve öncesinde baskı politikalarının artması, toplumsal muhalefetin kriminalize edilmesi, yüzbinlerce insanın KHK’larla işten atılması ve yaşanan tüm bu hukuksuzluklara ve zulümlere karşı birarada olmak çok hayatidir. Kadın siyasetçilerin tutuklanması, KHK ile işten atılan yüzbinlerce kadının olması, kadın derneklerinin kapatılması, belediyelere atanan kayyumların kadın sığınaklarını kapatması kadınları toplumsal hayattan uzaklaştırmakta; her alanda eşitsizliği arttırmaktadır. Eşitlik yoksa adalet de yoktur!

16 Nisan referandumu sonrası Kadın Dayanışması olarak şu satırları yazmıştık:

“Meşru olmayan bir referandum yapıldı ve sonuçlarına karşı yine ilk kitlesel tepkilerden biri kadınlardan geldi. Gelinen nokta kadınlar için mücadelenin ve dayanışmanın özellikle bu ülkede hem hayati hem de bir zorunluluk olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü güçsüz bir rejim doğdu, rejim saldırılarına devam edecek ve bu saldırılar en başta kadınları hedef alacak, bunu öngörmek için 15 yıla bakmak yeter. Önümüzdeki dönem kadınlar olarak sokakları daha çok dolduracağız, büyük ihtimalle daha çok engelleme ve baskı ile karşılaşacağız. Tam da bu nedenle her geçen gün öfkeleri örgütleyerek birlikte güçlenmek sorumluluğu ile baş başayız. Şansımız var, ancak örgütlülük ve dayanışmayı güçlendirmeye daha çok ihtiyacımız var.”

Ülkeye kadınların haklarının güvence altına alındığı ve uygulandığı demokratik bir anayasaya kazandıracak; kadınların acil sorunlarını çözümleyecek bir mücadeleden başka bir seçenek yoktur.

Yorumlar kapalıdır.