Okur mektubu: TEOG mağduru bir babanın feryadı!

Bir erkek, bir kız iki çocuğu olan bir tekstil işçisiyim. Her dar gelirli işçinin yaşadığı gibi ben de çocuklarımın eğitimi esnasında ekonomik zorluklar yaşıyorum. Kızım, meslek lisesine gidiyor oğlum ise 8. Sınıfı bitirip TEOG denilen ucube sınava girdi. Sınavdan iyi bir puan alamadı. Puanının düşük olması çocuğumun suçu mu, yoksa eğitim sisteminin yap-boz olmasının verdiği olumsuzluk mu, bunu pek bilmiyorum! Bildiğim tek bir şey var eğitim sisteminin berbat olduğu.

TEOG sınavına giren oğlum iyi bir puan tutturamayıp herhangi bir okula yazılamayınca bir baba olarak sıkıntılar yaşadım, çocuğumun eğitim hayatının sürmesini istiyorum. Onun okumasını ve topluma, kendisine faydalı olmasını murat ediyorum. Eğitim sistemi önümüze TEOG yolu ile bir duvar ördü. Hangi okula başvurdu isek puan yetmediği için kayıt yaptıramadık. Veliler olarak aramızda toplanarak bir hal çaresi bulmaya çalıştık. Bizim durumumuzda olan birçok aile vardı. Aramızda toplantılar yapıp okul müdürlüğüne, Milli Eğitim’e hep birlikte başvurduk. Bir whatsapp grubu kurarak bu grup üzerinden haberleştik. Nereye gideceksek, ne yapacaksak grup üzerinden örgütleşerek yaptık. Değişik çareler, değişik yöntemler denedik. Okul müdürlüğüne gidip çocuklarımızın durumuna bir hal çare bulmalarını istedik. İlçe Milli Eğitim’e yönlendirildik. Oraya gittiğimizde yeni kontenjan açacaklarını ve çocuklarımızın mağdur edilmeyeceğini vadettiler. Daha sonra yeni kontenjan dedikleri 5-6 öğrencinin kayıt edilmesi, onların da yüksek puan olanların olmasıyla sonuçlandı. Bir ara bizleri İmam Hatip’e yönlendirmeye çalıştılar. Bizleri oyaladıkları gerçeğini fark ettik. Bir nevi nabzımızın düşürülmesi, sinirlerimizin yatıştırılması için uğraştılar.

Çare olarak gazete ve televizyonlara haber vermeyi denedik. Söz Gazetesi’nden bir muhabir geldi ve bizimle röportaj yapmak istedi. Röportajda bizler mağduriyetimizi dile getirip çocuklarımızın eğitimi için uğraş verdiğimizi, bizim muradımızın çocuklarımızın okuması olduğunu anlatmaya çalıştık. Fakat muhabir bizim iktidar hakkında ileri geri konuşmamızı sağlamaya çalıştı. Bizim derdimizin iktidar değil, eğitim sisteminin çarpıklığı olduğunu muhabire anlatmaya çalıştık. Bu şekilde röportajı yapamayacağını söyleyerek aslında bize yardım etmekten öte niyeti olduğunu gördük ve bundan da vazgeçtik. Netice olarak biz veliler eğitim sisteminin çarpıklığı karşısında bir şeyler yapmaya, çocuklarımızın eğitimini sürdürmesini sağlamaya gayret ettik. Bu arada 15-20 gün boyunca işimden oldum. Doğru dürüst çalışamadım. Ekonomik zorluklar yaşadım. Zaten kıt kanaat geçinen bir işçiyim. Çocuğumun durumu ekonomik sorunlar da yarattı. Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Çocuklarınızı okutun diyorlar ama bu çarpık eğitim sistemi yüzünden çocuklarımız açıkta kaldı. Suç tabii ki bizleri yönetenlerde. Bunun farkındayız. Çaresinin de yine bizde olduğunu biliyoruz. Tek sorunumuz birlikte olamamak, birlikte hareket etmekte zorlanmak.

Bir tekstil işçisi

Yorumlar kapalıdır.