Flormar işçisi kazandı, peki ya işçi sınıfı?
Sendikalı oldukları için işten çıkarılan 132 Flormar işçisinin 297 gün boyunca kararlılıkla süren direnişi kazanımla sona erdi. Bu süreçte, Flormar işçisinden en zor koşullarda bile direnişin devam edebileceğine dair çok önemli dersler aldık. Flormar direnişi, grevlerin dahi yasaklandığı ve işçilerin üzerindeki baskının üst seviyede olduğu OHAL koşullarında başladı. Sonrasında OHAL kalksa da, Flormar işçilerinin üzerindeki baskı artarak devam etti. Bekledikleri alanda, kar yağışında bile ısıtıcı kullanımının yasaklanmasından durdukları kaldırıma karışılmasına kadar pek çok engelle karşılaştılar. Ancak, bunların hiçbiri Flormar işçisinin kararlılığını bir adım bile geriletmedi. 297 gün boyunca, onları yıldıracak tüm sözlere kulaklarını tıkadılar ve kazanacaklarına olan inançlarıyla bizlere işçi bilinci konusunda muazzam bir örnek oluşturdular. Üstelik bu direnişi gerçekleştiren işçilerin çoğu kadındı ve bunun getirdiği daha büyük baskılara karşı kadınlar olarak daha da büyük bir direniş göstermiş oldular. Novamed kadın grevinden sonra bizler için Türkiye’deki kadın mücadelesinde büyük bir umut olduğunun en güzel örneğini yaşadık.
Flormar işçisinin bu direnişinden, işçi sınıfının geri kalanıyla ilgili olarak çıkarmamız gereken başka dersler de var. Direniş sonunda, işçiler, boşa geçen süre ücreti, en üst sınırdan sendikal tazminat, işsizlik maaşına başvurma yapma imkânı ile kıdem ve ihbar tazminatlarını kazanmış oldular. Diğer yandan, işe iade talepleri bu şekilde ortadan kalktı ve Flormar Fabrikası içindeki sendikal örgütlenme mücadelesi şu an için bitti. Peki, sendikal örgütlenme mücadelesinin devam etmesi ve işe iadenin sağlanması için bir yol var mıydı? Örneğin, aylardır söylediğimiz üzere, ülke çapında gerçekleştirilen tüm işçi direnişleri sendika koordinasyonuyla birleştirilseydi ve ortak bir platform kurulsaydı sonuç daha farklı olmaz mıydı? Gebze’deki fabrikada direniş bitmiş olmasına rağmen, Flormar markasıyla üretim yapan Kosan Kozmetik’teki sendikal örgütlenme mücadelesine devam edeceklerini ilan eden Flormar işçilerinden bahsediyoruz. Bu kadar güçlü bir bilinçle ve kararlılıkla ayakta duran işçilerin koordinasyonunu sağlamak, elbette ki onların insanca koşullar altında ve iş sahibi olarak yaşadıkları kalıcı bir düzene bizi ulaştırabilir. Bu açıdan, Flormar işçisinin, patron ve devlet baskısının bir arada olduğu ve işçi sınıfındaki diğer direnişlerden yalıtıldığı bir ortamdan bile kazanımla çıkmasını hayranlıkla izlerken, emek örgütlerinin asıl görevinin işçi sınıfı içindeki koordinasyonu sağlayarak kalıcı kazançlara ulaştırmak olduğunu hatırlamak zorundayız.
Yorumlar kapalıdır.