Sistemin çoklu organ yetmezliği! Tek Adam rejimi çatırdıyor…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) iki buçuk yıl önce tüm sorunların çözümü için bir kurtuluş modeli olarak sunulmuştu. Adeta bir maymuncuk gibi kilitli her kapıyı açacak, sistemin tüm tıkalı kanalları işlerlik kazanacaktı. Örneğin bitmeyen bir kaynak sorunu yaşayan ekonomiye oluk oluk para akacaktı, akmadı. Ülke zenginleşecek; işçi de, emekli de, köylü de, esnaf da kazanacaktı, kazanmadı. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girecekti, girmedi, geriledi. Başkanlık macerası Türkiye’ye çok ama çok pahalıya mal oldu, oluyor.

Bir avuç zengin dışında bırakalım pirinci milyonlar evdeki bulgurdan dahi oldu. İşsizlik tarihi rekor kırdı. Milyonlarca emekçi istihdam dışına itildi. Türk lirası tarihinin en değersiz dönemini yaşıyor. Dış borç akıl almaz miktarlara çıktı. Hazine tam takır. Sonuç: Saray eliyle hayata geçirilen başkanlık sistemi kapitalist sömürünün daha da derinleşmesine, işsizliğin, yoksulluğun daha da artmasına, eşitsizliğin daha da büyümesine yol açtı.

Saray, ekonomideki bu olağanüstü bozukluğun sebebinin başkanlık sistemi değil pandemi olduğunu iddia ediyor. Belki bu bir itiraf olarak da okunmalı: dertlere merhem olamayan bir sistem! Yine de sorun pandemi ise her denileni birebir uygulayan Merkez Bankası Başkanı neden görevden alındı? Neden tüm yaptığı Erdoğan’ı temsil etmek olan Hazine ve Maliye Bakanı “Allah sonumuzu hayreylesin” diyerek istifa etti? Madem sorun pandemi, bu görevden alma ve istifa sonrası neden yeni bir ekonomi ve hukuk seferberliği başlatılıyor? Model doğru, uygulama hatalıysa görevden alma ve istifa sonrası yeni atamalar yapılarak aynen yola devam edilmesi gerekmez miydi? Oysa bu yapılmıyor. Sadece kadrolar değil, fırsat bu fırsat, bizatihi “model” değiştiriliyor. Uygulama yanlışsa kadrolar sorumlu olabilir ama model yanlışsa sorumlu bizzat Saray/AKP-MHP değil midir?

Sadece ekonomi mi? Başkanlık sistemi siyaseti çürüttü, öldürdü. “Hukuku” paramparça etti. Örgütlenmeyi, ifadeyi ve hak aramayı suç haline getirdi. Dış politika dahil her şeyi bir avuç patronun zenginleşmesine ve kendi tek adam iktidarının sürmesine vakfetti. Yine de amaç hasıl olamadı. Sonuç mu? Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, sonunda bir arpa boyu yol dahi gidemedik.

Yorumlar kapalıdır.