Peru: “Sokakları terk etmiyoruz! Yeni hükümete güvenmiyoruz!”
Peru’da yaklaşık olarak iki aydır derin bir rejim krizi yaşanmakta. Eski Devlet Başkanı Martin Vizcarra’nın yolsuzluk yaptığına ilişkin tapelerin açığa çıkmasıyla başlayan süreç, emekçi halktan gelen tepkilerin de etkisiyle, Kongre’nin Vizcarra’yı görevden alıp yerine Manuel Merino’yu görevlendirmesiyle devam etmişti. Tüm bu rejim krizinin birleştiği bir diğer nokta da Covid-19 pandemisiyle daha da derinleşen ekonomik kriz. Bir yanda düzen partilerinin yaratmış olduğu yolsuzluk bataklığı, diğer yandan da kapitalist krizin ve sağlık krizinin ezilenlere fatura edilmesi, Peru emekçi halkını son 1 haftadır seferber eden süreci açığa çıkardı.
Ülkede gelişen kitle seferberlikleri neticesinde Manuel Merino da görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Peru burjuvazisi kapitalist sömürü düzenini muhafaza etmek adına bir geçiş hükümeti kurmanın gayreti içerisindeyken, emekçi halk sokakları terk etmiyor.
Dünya partimiz, İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’in (İUB-DE) Peru seksiyonu, kardeş partimiz, İşçi Partisi – Birleşelim de ülkede sürmekte olan seferberliğin ön saflarında. Aşağıda, İşçi Partisi – Birleşelim’in 16 Kasım 2020 günü yayınlamış olduğu bildiriyi sizlerle paylaşıyoruz. İşçi Demokrasisi Partisi olarak, Peru emekçi halkının mücadelesini selamlıyor ve İşçi Partisi – Birleşelim’e dayanışmamızı iletiyoruz.
İçerisinden geçmekte olduğumuz muazzam kriz, yozlaşmış Vizcarra hükümetinin görevden alınmasıyla başlamadı. Ne kitlelere karşı yoğun bir şiddet uygulayan suçlu Merino hükümetinin düşüşüyle, ne de burjuvazinin Kongre’de emekçi halkın arkasından hazırlamakta olduğu manevralarla son bulacak. Bu muazzam krizin temel dinamiği, neoliberal ekonomik modelin çöküşü ve burjuva rejimin, anayasal düzlemde demokratik bir çıkış bulamamasıyla açıldı. Bu krizin sorumlusu tüm hükümetlerdir!
Fujimorist anayasa artık yürümüyor. Merino hükümete, kapitalist devletin emir komuta zincirini garanti altında tutan, Vizcarra’nın görevden alınmasının yarattığı başkanlık boşluğundan oportünistçe yararlanmak isteyen yolsuz burjuva sektörler arasındaki uzlaşıya izin veren anayasal bir mekanizma ile geldi.
Merino hükümeti kendi isteğiyle görevi bırakmadı, seferber olan emekçi halk onu alaşağı etti! Rejimin yoğun baskısına, iki gencin öldürülmesine ve birçok kişinin kolluk güçleri tarafından “kaybedilmesine” rağmen geri çekilmeyen kitle hareketi, Merino hükümetini politik olarak izole ederek, onun düşüşünü hazırladı. Eylemlere karşı kolluk güçlerinin baskısı, kitle hareketini sindirmek adına, şimdiye kadarki tüm neoliberal hükümetlerin değişmez politikası oldu. Bunun son örneğine ise, geçtiğimiz yılın Mart ayında kabul edilen “tetikleyici yasada” tanıklık ettik. Bu nedenle, Merino hükümetinin ve diğer tüm hükümetlerin baskı politikasını reddediyor, kaybedilenlerin canlı olarak geri dönmesini, tüm tutukluların serbest bırakılmasını ve cinayetlerin faili olan kolluk kuvvetleri ile siyasi sorumluların yargılanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Sokaklarda örgütlenen ve seferber olan kitleler suçlu Merino hükümetini devirdi. Şimdi, kitleler tarafından sorgulanmakta olan Kongre yeni bir neoliberal hükümet kurma hazırlığında. Kongrede kimi kesimler yolsuzluğa batmış Vizcarra’nın göreve geri getirilmesini istiyor. Ne Merino! Ne Vizcarra! Ne de Kongre! Geçiş hükümetine en ufak bir güven yok!
Yeni kurulmaya çalışılan geçiş hükümeti, hiçbir yapısal dönüşüm gerçekleştirmeyecek. Temel görevi, mevcut ekonomik modeli sürdürerek kapitalizmi kurtarmak, yolsuz Fujimorist anayasayı savunmak ve krizin faturasını işçi sınıfına ödetmeye çalışmak olacak.
Bu durum karşısında, seferberliği ve mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Mevcut krizden emekçi halk yararına bir çıkış yaratmak adına, mahallerde, işyerlerinde ve okullarda örgütlenerek meclisler oluşturmalı, Peru Genel İşçi Sendikası’nı (CGTP) bir mücadele planı etrafından genel grev ilanına zorlamalıyız.
Büyük zenginlerden servet vergisi alınması ve ücretler ile emekli maaşlarının artırılması için mücadeleye! İşten çıkarmaların yasaklanması için ve büyük şirketlere vergi aflarına karşı mücadeleye! Sağlık ve eğitime daha fazla bütçe için mücadeleye! Bu acil önlemlerin hiçbiri, rejim partileri tarafından gerçekleştirilemez ve garanti altına alınamaz. Onların hepsi Ulusal Özel Şirketler Konfeserasyonu’nun (CONFIEP) ve zenginlerin yararına hükmediyorlar. Muktedirler iktidarı kendi aralarında paylaşırken, biz, 1993 anayasasından ve onun yarattığı ekonomik düzenden kopuş için, tüm emekçi, köylü, kadın ve gençlik örgütlerinin tam ve demokratik katılımını garanti altına alacak Bağımsız ve Egemen Kurucu Meclis için mücadeleye çağırıyoruz. Ve bu yolla mücadeleyi ilerleterek, ülkenin tüm kaynaklarının emekçi halk yararına kullanılmasını sağlayacak bir işçi emekçi hükümetinin inşası için seferberlik çağrısı yapıyoruz.
Kaynaklar, iş yaratılmasına, ücretlerin artırılmasına, sağlığa ve eğitime kullanılsın! Kapitalistlere kaynak yok!
Bağımsız ve Egemen Kurucu Meclis, hemen şimdi!
İşçi ve emekçi hükümeti için mücadeleye!
İşçi Partisi – Birleşelim, Peru, 16 Kasım 2020
Yorumlar kapalıdır.