Memurlara sefalet ücreti dayatması

2022-2023 dönemini kapsayan, memur ve memur emeklisini ilgilendiren toplu sözleşmeler Memur-Sen tarafından imzalandı. Yaklaşık 6 milyona yakın memuru ilgilendiren zam oranları sefalet ücreti düzeyinde kaldı. Toplu sözleşme öncesi 600 lira seyyanen zam, 2022’de yüzde 21, 2023’te yüzde 17 ve iki yıl için yüzde 6 refah payı isteyen Kamu-Sen ve Memur-Sen bu oranların kat kat altında bir orana imza atarak üyelerinin büyük tepkisine neden oldu. İmzalanan sözleşmeye göre 2022 yılı için yüzde 5+7, 2023 için ise yüzde 8+6 gibi gerçek enflasyon oranlarının yanından bile geçmeyen rakamlara sözleşme bağıtlanmış oldu. Kamu emekçileri sendikası KESK ise imzalanan sözleşmeye tepki göstererek memurların sefalete mahkûm edildiklerini vurguladı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon ile çarşıda, pazarda karşılaşılan enflasyon arasında uçurum varken, memurlara reva görülen bu zam oranı kabul edilemez. Temel ihtiyaç maddelerinin her sene yarı yarıya artışına maruz kalırken; elektriğe, doğalgaza, suya ve ulaşıma zam üstüne zam gelirken maaşlara yapılan zammın bu gerçek rakamların katbekat altında kalması milyonlarca işçi ve memurun sefalete terk edilmesi anlamını taşımaktadır. İmzalanan sözleşmede sözleşme ikramiyesi olarak 400 liranın verilmesi fakat bu ikramiyeden üye sayısı yüzde 1’in altında olan sendika üyesi memurların yararlanmayacağının belirtilmesi, 2 milyona yakın memurun bu ikramiyeden yararlanamaması anlamına geliyor. Bu maddeyle Memur-Sen’de yaşanan kopuşların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Hükümet yanlısı sendikaların bu zam oranlarını kabul etmesi şaşırtıcı değil. Tabandan gelen tepkileri umursamadan sözleşmeyi kazanım olarak lanse etmeleri ise artık başka bir boyut olarak karşımıza çıkıyor. Sendika yetkilisi birinin sosyal medya hesabından “Her şey maddiyat değil, önemli olan maneviyat” benzeri bir açıklama yapması ise üyelerinden büyük tepki topladı. Sendika bürokratları kendi maaşlarına zamda çok cömert davranırken üyeleri için yapılan cüzi zamlara ise gözü kapalı bir biçimde imza atabilmekteler. Milyonlarca işçi ve memurun sırtlarında bir kambur gibi taşıdığı bu bürokratlara en iyi cevabı işçi ve memurların ele ele vererek yapacakları bir genel grev verecektir. Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar, tabandaki işçi ve memurların iradesini yansıtmaktan çok uzaktadır. Toplu sözleşmelerin kamuya açık alanlarda ve üyelerin doğrudan müdahalesine açık, şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Ekonomik kriz ve yoksulluk derinleşirken ücret mücadelesi işçi ve memurlar için hayati bir anlam ifade ediyor. Bu sefalet düzenine son verecek olan ise birleşik ve kitlesel bir işçi ve memur mücadelesi olacaktır.

Yorumlar kapalıdır.