Zamlara, hayat pahalılığına, baskıya ve ayrımcılığa karşı; emekten ve ezilenlerden yana onurlu bir hayat için: İşçi-emekçi ittifakını kuralım! Kitlesel ve birleşik 1 Mayıs’ı örelim!
1 Mayıs’a çoklu krizler dönemi içinde giriyoruz. Asgari ücret zammı eriyeli çok oluyor. Hayat pahalılığı her geçen gün cebimizi biraz daha küçültüyor. Alım gücümüz düştükçe en temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bile güçleşiyor. Buna karşılık iktidar yüzde 100 enflasyon karşısında KDV indirimleri dışında kılını bile kıpırdatmıyor. Tek Adam rejimi ülkeyi ekonomik olarak çöküşe götürmekle kalmıyor, daha fazla dışarıya bağımlı hale getirerek gelecek kuşakları bile borçlandırıp yaşamlarını ipotek altına alıyor.
Diğer yandan 6’lı muhalefet “her şey düzelecek” diyerek sadece sandığı işaret ediyor. Ekonomik çöküş içindeki ülkeyi düzlüğe çıkarmak için net bir program bile ortaya koymadığı gibi tabandan yükselen öfkeyi her defasında sandığı işaret ederek dizginliyor.
İşçi ve emekçilere reva görülen bu hayat şartlarını biz işçiler, insanca ve onurlu bir biçimde yaşayabilmek için kabul etmiyoruz. Bu karanlıktan onurlu bir çıkışın reçetesi taleplerimizi ve mücadelelerimizi ortaklaştırmaktan geçiyor. Bu dönem işçi sınıfı için sadece krizler dönemi değil, aynı zamanda yeni bir mücadele döneminin de başlangıcı olacaktır.
Sadece yılbaşından bugüne Yemeksepeti’nden Lila Kâğıt’a, belediye işçilerinden Aliağa’ya, Gaziantep tekstil işçilerinden Farplas’a farklı sektörden işçilerin mücadelelerine tanık olduk. Bunun yanında 8 Mart’ta sokakları fetheden on binlerce kadın ve LGBTİ+yı, Newroz’da meydanları dolduran milyonlarca Kürt emekçiyi gördük. Ne rejimin emekçiler, kadınlar ve Kürtler üzerinde baskı ve yıldırma politikaları ne de muhalefetin “dişinizi sıkıp sandığı bekleyin” politikası bu mücadele ve seferberlik dalgasını engelleyebilir.
Aynı zamanda dünyamız bir küresel yok oluş tehlikesiyle karşı karşıya. Bir yanda emperyalist-kapitalist düzenin yarattığı iklim krizi dünyada çapında sellere, yangınlara, kuraklığa, açlığa, yoksulluğa, gıda krizine ve salgın hastalıklara yol açmakta. Diğer yanda Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sonra bölgemiz ve dünya yeni savaşlar, insani trajediler, nükleer silah tehdidi ve emperyalist paylaşım mücadelesiyle karşı karşıya kalmakta. Ne emperyalizmin savaş makinesi NATO ve batı emperyalizmi, ne yeni Çar olma heveslisi işgalci oligark Putin/Rusya ne de sömürünün ve otoriter yönetimin merkezi emperyalist Çin ülkemizin, bölgemizin, dünyamızın ihtiyaç duyduğu barışı, özgürlüğü, adaleti ve eşitliği sağlayabilir. Bunu sadece dünya işçi sınıfı ve emekçi halkları sağlayabilir. NATO derhal dağıtılmalı, emperyalizmden ve kapitalizmden kopulmalı, yerel gerici-otokrat yönetimlere de geçit verilmemeli.
Bu çerçevede tüm sendikalar ve emek örgütlerinin, mücadele günümüz olan 1 Mayıs’ta işçi sınıfını birleşik bir eylem planı etrafında mücadeleye çağırması ve var olan mücadeleleri birleşik ve kitlesel kılmak için çalışması elzemdir.
Bu 1 Mayıs, işçi sınıfının tüm mücadeleci kesimlerinin ve sendikalar dahil tüm örgütlerinin oluşturacağı bir işçi zemini ve onun etrafında oluşacak işçi-emekçi ittifakının başlangıç günü olmalıdır. Çünkü ancak böylesi bir ittifak, çürümüş bu düzenden nemalanmak yerine siyasal ve ekonomik olarak ondan kopuş için gerçek bir reçete sunabilir! Ancak böylesi bir ittifak, işçi sınıfını emperyalist-kapitalist düzenden ve sermaye iktidarından ayıracak mücadelenin taşıyıcısı olabilir.
İşçi Demokrasisi Partisi olarak; güvenceli bir iş, insan onuruna yaraşır bir yaşam ve ücret için, özgürlük, barış ve adalet için, siyasal demokrasi ve eşitlik için Tek Adam rejimine ve onun sorumlusu olduğu ekonomik çöküşe karşı işçi sınıfının, Kürtlerin, kadınların, gençlerin ve tüm ezilen ve sömürülenlerin birleşik mücadelesini örmemiz gerektiğine inanıyoruz. Birleşik ve kitlesel 1 Mayıs seferberliğiyle, burjuva alternatifler karşısında işçi ve emekçi hükümeti hedefiyle emeğin birleşik ittifakını yükseltelim!
Taleplerimiz
– Hayat pahalılığına karşı tüm ücretlere her üç ayda bir gerçek enflasyon oranında otomatik zam yapılmalıdır. Kamu hizmetlerine ve temel tüketim maddelerine yapılan zamlar geri alınmalıdır.
Temel üretim girdileri olan doğalgaz, elektrik, mazot vb. otomatik olarak zamlanmaktadır. Bu durumda ücretlerin yılda bir ya da iki defa artırılması emekçileri enflasyona karşı bilinçli bir şekilde ezdirmek anlamını taşımaktadır. Ücretlerin her üç ayda bir otomatik olarak artırılması zorunludur. Zamlar derhal geri alınmalıdır! Piyasaya hâkim olan aracı ve spekülatörlerin üzerine ivedilikle gidilmeli ve bu konuda yasal ve idari her türlü önlem alınmalıdır. Gıda sanayii, toptancı tüccarlar ve büyük market zincirleri üzerinde işçi denetiminde fiyat kontrolü sağlanmalı, maliyet baskısına karşı üretimde merkezi planlamaya ve işçi denetimine geçilmelidir.
– Kamu kaynakları işçi ve emekçiler için kullanılmalı, dış borç ödemesi durdurulmalıdır!
Bugün emekçilerden alıp sermayeye peşkeş çeken bir düzenle karşı karşıyayız. Yap-İşlet-Devret (YİD) gibi ödeme garantili projeler tazminatsız kamulaştırılmalı, yeni YİD projelerine izin verilmemelidir! Kaynakların sermayeye aktarımı derhal durdurulmalıdır. Faiz ve diğer spekülatif araçlar vasıtasıyla ülkede üretilen zenginlik dış borç ödemeleriyle uluslararası bankalara akmaktadır. Dış borç ödemeleri durdurulup mali bütçe ve kaynakların işçi-emekçiler tarafından denetimi sağlanmalıdır.
– Herkese iş ve iş güvencesi! İşten atmalar yasaklansın!
Bugün işsiz sayısı 9 milyona yaklaştı. Bu durum milyonlarca emekçiyi ve ailelerini aç ve açıkta kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Buna karşı acil olarak, ücretler düşürülmeksizin çalışma saatleri kısaltılarak mevcut işler tüm çalışabilir nüfus arasında paylaştırılmalıdır. O zamana kadar tüm işsizlere en az asgari ücret düzeyinde destek ödemesi yapılmalıdır. İşsizliğin daha da artmasını engellemek için işten çıkarmalar acil olarak yasaklanmalıdır! Güvenceli, sigortalı ve sendikalı bir iş hakkına herkes sahip olmalı ve bu durum hukuki olarak teminat altına alınmalıdır. Bunun önündeki tüm keyfi engeller kaldırılmalıdır.
– İşçiden, emekçiden ve tüm ezilenlerden yana bir demokrasi için Bağımsız ve Egemen Kurucu Meclis!
Tek Adam rejiminden nihai bir kopuş işçi-emekçi hükümeti altında mümkün olabilir. Bu doğrultuda ilk adım olarak işçiden, emekçiden yana yeni bir anayasa talebiyle harekete geçilmelidir. Barajsız seçimler yoluyla, sendikaların, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, işçi ve emekçilerin, kadınların, Kürtlerin ve toplumun tüm ezilen kesimlerinin dahil olacağı, işçiden ve emekçiden yana yeni bir anayasayı hazırlayacağımız Bağımsız ve Egemen Kurucu Meclis için mücadeleye!
Yorumlar kapalıdır.