355. kez çalan alarm!

Taner Şen. 30 Yaşında. Maden işçisi. Genel Maden-İş üyesi. 14 Ekim tarihinde Bartın Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait madendeki grizu patlamasında ağır yaralandı. Üç hafta yoğun bakımda kaldı. Hayata tutunamadı. Hayatını kaybeden 42. maden işçisi oldu. Sevenlerinin, işçi sınıfının başı sağ olsun. Kamuoyu çoktan başka gündemlerle meşgul olsa da ağır yaralanan maden işçilerinden üçü halen yoğun bakımda, yaşam mücadelesi veriyor. 42 madenci ailesi yastayken, üç madenci ailesi umut ediyor.

Evet, yaşamanın değil ama ölmenin kolay olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu ülkede insanların başına gelebilecek en kolay şeylerden biri ölmek. Görünmez değil, gayet görünür, önlenebilir nedenlerle insanlarımız maalesef hayatlarını yitiriyor. Beklenen, öngörülebilir, engellenebilir nedenlerle insanlarımız ölüyorsa buna kaza denilemez. Bu cinayettir. 42 kişi birden ölüyorsa bunun adı katliamdır.

42 insanın hayatını alan böylesi bir facianın tüm yönleriyle araştırılması gerekir. Sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılması başta aileler olmak üzere kamuoyu vicdanı açısından şarttır. Ayrıca tekrarlanmaması, benzerlerinin yaşanmaması açısından soruşturmanın çok açık ve şeffaf yapılması gerekir. Elde edilen sonuçlar başta madenler olmak üzere ilgili tüm işyerlerinde geçerli kılınmalıdır. Sayısız maden faciasına rağmen halen 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma gibi katliamlar yaşanabiliyor. Bu artık işçinin, mühendisin, vardiya amirinin sorumluluğunun ötesinde siyasi bir sorumluluktur. Vebal ve sorumluluk hükümetin omzundadır.

Bartın Emniyet Müdürlüğü’nün hazırladığı fezlekeye göre 42 madencinin hayatını kaybettiği Amasra faciasında patlama öncesi detektörler yüksek metan gazı nedeniyle 355 kez alarm vermiş. Çünkü madende metan gazını tahliye eden, havayı temizleyen havalandırma fanı arızalıymış. 235 sayfalık fezlekeye göre sistemler 355 kez uyarı vermesine rağmen gerekli müdahale yapılmamış. İşçiler çalışmaya devam ettirilmiş. Taner Şen ve çoğu 20’li yaşlarında 41 maden işçisi arkadaşı işte böyle öldürülmüş.

Aslında o alarm çarşıdan pazara, ekonomiden tarıma her yerde çalıyor. Hükümet duymuyor, umursamıyor. Biz umursayalım, kanıksamayalım, yitirdiklerimizi unutmayalım, müdahil olalım, hesap soralım, hep birlikte değiştirebiliriz…

Yorumlar kapalıdır.