Reform yetmez
Halk tarafından hazırlanan yepyeni bir anayasa için…
Altılı Masa, anayasa değişiklikleri paketini açıkladı. Başkanlık rejiminden parlamenter sisteme geçişe, devlet organlarının şeffaflaşmasına, ifade özgürlüğünün güçlenmesine ve yargı erkinin tarafsızlaşmasına yönelik bazı önemli maddeler içeriyor.
Ama bütün bu değişiklik önerileri, 1982’de askeri diktatörlük tarafından yapılmış olan ve daha sonra Tek Adam rejimi tarafından daha da otoriter hale getirilen mevcut anayasanın kısmen de olsa reforme edilmesine yönelik. Yani diktatörlük anayasası yerinde durmaya devam ediyor.
Millet İttifakı’nın bu önerileri kabul edilse dahi, bu anayasa işçi ve emekçilerin değil, patronların sistemi olan kapitalizmi temel alıyor. Öneriler, emekçilerin çalışma, ücret, örgütlenme ve sosyal hakları konusunda devlete herhangi bir zorunlu görev yüklemiyor. Sadece emekçilerin bunlara “hakkı vardır” demekle yetiniliyor. Ama kapitalist sömürü sisteminde bu hakların kullanılabilmesi patronların ve onların hükümetlerinin yetkisine devrediliyor.
Bunun nedeni anayasaların ya diktatörlükler ya da patron partileri tarafından hazırlanıyor olmasıdır. İşçilerden ve emekçilerden yana gerçekten demokratik bir anayasa ancak ağırlıklı olarak emekçilerin ve onların örgütlerinin aktif katılımıyla hazırlanabilir. Ancak o zaman çalışma ve insanca ücret hakkı devletin uygulamakla yükümlü olduğu bir zorunluluk haline gelebilir. Ancak o zaman sendikalaşmanın ve toplu sözleşme yapabilmenin önündeki bütün engeller temizlenebilir. Ancak o zaman öncü işçileri işten çıkaran patronlar cezalandırılabilir. Ancak o zaman emekçi örgütlenmeleri güçlenebilir, gerçek ifade ve gösteri hakkı hayata geçirilebilir.
Biz böylesi bir anayasanın kapitalizm yanlısı partilerden oluşan bir parlamento tarafından değil; tüm emekçi örgütlerinin serbestçe katılacakları bir seçim sonucunda oluşacak bağımsız ve egemen bir Kurucu Meclis tarafından yapılabileceğine ve yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Tek Adam rejiminin reformlarla parlamenter sisteme dönüştürülmesi asla yeterli olmayacaktır. Emekçilerin acil ekonomik, sosyal ve demokratik taleplerinin ve haklarının anayasal güvence altına alınması, ancak onların örgütlenmelerinin ve mücadelelerinin sonucunda mümkün olacaktır.
Yorumlar kapalıdır.