Erken uyarı sistemi olsaydı

6 Şubat 2023 Maraş ve Elbistan depremlerinde eğer erken uyarı sistemi olsaydı 10 binlerce can kaybımız olmayacaktı, çünkü depremin yıkıcı dalgaları Gaziantep’e 20, Diyarbakır’a ve Adıyaman’a 40, Hatay merkez ve Samandağ’a 60 saniye sonra ulaştı! Fakat ne Saray’ın ne de yetkililerin gündeminde böyle bir sistem vardı. 2022 Kasım ayında yapılan sözde afet tatbikatında çök-kapan-tutun gibi bilimselliği tartışılan bir pozisyonu depremden korunmak için tek çare olarak milyonlara sunan Saray, gerekli önlemleri ve bu sistemi hayata geçirmeyerek depremde binlerce vatandaşının ölümüne bir de bu açıdan göz yumdu, neden oldu. Erken uyarı sistemi neydi, neler yapılabilirdi ve İstanbul için önemi nedir bakalım.

Erken uyarı sistemi nedir?

Deprem oluştuğunda P ve S adı verilen sismik dalgalar oluşur. P dalgaları depremin ilk işaretidir ve çoğunlukla daha az yıkıcıdır, ortalama hızı 6 km/saniyedir. S dalgaları ise asıl yıkıma sebep olur ve hızları P dalgalarına göre daha yavaştır ve yüzey cinsine göre değişse de ortalaması 3,5 km/s’dir. Çoğu erken uyarı sistemi de P dalgalarını analiz ederek yıkıcı S dalgaları gelmeden şehirleri uyarmak üzerine kurulmuştur. Fiber optik ağ ve kablosuz ağlarla bu bilgiler sisteme iletilir ve öncelik sırasına göre aksiyonlar hayata geçer.

Erken uyarı sistemi ile neler yapılabilir?

Özellikle Japonya ve Meksika başta olmak üzere fay hattı açısında etkin ve tehlike teşkil eden çoğu bölgede erken uyarı sistemi kurulmuş durumda, İstanbul’da bile. Meksika’da kurulan sistemle başkent Meksiko olası büyük bir depremden 80 saniye öncesinden haberdar oluyor. Enerji sistemleri kapatılıyor, tehlikeli operasyonlar ve aciller bunlara göre pozisyon alırken metro, tren gibi sistemler duruyor. Tüm tehlikeli bölgeler alarmla uyarılırken, cep telefonlarına uyarı SMS’leri gidiyor. Tabii alarmın ve planların düzenli uygulanabilmesi için her iki senede bir şehir genelinde tatbikat düzenliyorlar, yani göstermelik çömelmiyorlar.

Beklenen İstanbul depremi için önemi nedir?

İstanbul’da 1999 Gölcük depreminden sonra Kandilli’nin öncülüğünde, ivme ölçerlerle entegre erken uyarı sistemi Marmara Denizi etrafına kuruldu. Fakat bu sistem ne yazık ki yetersiz; çünkü deprem dalgaları ana karaya ulaştığında çalışıyor ama iş işten geçmiş olacak. Eğer akademisyenlerin bahsettiği fay hattı merkezine kurulacak bir erken uyarı sistemi var olsa, denizde oluşan deprem 10-15 saniye önceden tespit edilip alarm haline dönüştürülebilir. Çok az saniye olsa da yukarıda bahsettiğim enerji ve altyapı sistemlerinin kapatılması ve kritik operasyonların durdurulması için çok önemli olacaktır. Fakat saniyelerden daha önemlisi; güvenli evlere, altyapıya ve depremle yaşayabilen şehirlere, planlara ihtiyacımız var. Eğer bu şartlar sağlanırsa erken uyarı sistemi daha çok hayat kurtarıcı olacaktır, özellikle beklenen İstanbul depremi için.

Yorumlar kapalıdır.