Neden Emek İttifakı?

Biz devrimci Marksistler için işçi sınıfı siyaseti yapmanın birkaç olmazsa olmazı vardır. Sınıf kitlelerine ulaşmaya, politikamızı onlara taşımaya gayret ederiz. Propagandist bir sekt inşa etmek değildir derdimiz.

Emekçi kitlelerin haklarını savunmalarının ya da kazanım elde etmelerinin bizatihi onların mücadelesinden geçtiğine inanırız. Ve bu mücadelenin de seferberliği zorunlu kıldığını biliriz. Seferberlik ise o mücadele için harekete geçirici talep ve politikanın açığa çıkmasıyla/çıkarılmasıyla mümkün olabilir.

Bu da bizi bir diğer olmazsa olmaza getiriyor. Derdi sınıf siyaseti olan sosyalistler talep ve politikalarını hangi bileşenler üzerine kurmalı? Bu soruya en genel anlamda iki cevap verilebilir. Birincisi, talep ya da politikayı öne çıkaran parti ya da grubun ihtiyacı. Bu ilk cevap, genelde sekterizmle, kitleden kopuklukla hem şekillenir hem de sonuçlanır. Kitle seferberliğine inanmaz, kendisini seferberliğin üzerinde görür.

Verilebilecek ikinci cevap ise talep ve politikaların emekçi kitlelerin acil ihtiyaçları ve bilinç düzeyleri üzerine kurulmasıdır. Ama genel olarak sosyalist harekette kitlelerin ihtiyaçları üzerine talep ve politika geliştirmek de iki ayrı perspektiften ele alınır. Bunlardan ilki ve belki de daha basit olanı kitlelere uyarlanmak olarak karşımıza çıkar. Uyarlanmacılık kitlenin acil ihtiyacını olduğu gibi alır. Kitle bilincini o verili anda dondurur çünkü kitle bilincini oluşturanın da mevcut anın siyasal güçler dengesi olduğunu göz ardı eder. Ve haliyle burada da uyarlanma, kitleleri seferber etmenin önüne geçer.

Bir diğer perspektif ise yine kitlelerin acil ihtiyaç ve bilinç düzeylerini bu defa ona uyarlanmadan ele almaktır. Emekçi kitlelerin talep ve özlemleri ile onlara ulaşmak için köprü vazifesi görecek bir mücadele programı açığa çıkarmaktır temel mantığı. Amaç bu talep ve politikaların mevcut siyasal güçler dengesinde gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyecek olması değildir. Mevcut siyasal güçler dengesini de teşhir ederek kitlelerin acil talepleri uyarınca seferberliğe adım atmalarını ve siyasi güçler dengesini de kendi lehlerine değiştirebilmelerinin koşullarını yaratmaktır. Çünkü mevcut bilinç düzeyini ileriye taşıyacak olan da seferberliktir, güncel ihtiyaçlar ve nihai hedefler arasındaki bağı kuracak olan da.

İşte biz, İşçi Demokrasisi Partisi olarak, tam da bu perspektif uyarınca uzunca bir süredir Tek Adam rejiminden ve kapitalist sömürü düzeninden kopuş doğrultusunda bir mücadele ittifakının, Emek İttifakı’nın inşa edilmesi çağrısında bulunuyoruz. Ve bu uğurda da mücadele dostlarımızla tartışıyoruz.

Seçimlerin ardından da bu çağrımızı sürdüreceğiz. Çünkü başka birçok sonucunun yanında seçimler şu iki noktayı daha çıplaklığıyla ortaya koydu. Sosyalistler olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeyerek, kitlelerin Tek Adam rejiminden kopma arzularını, onların önüne bir alternatif sunarak seferber etmek yerine bu arzuyu düzen muhalefetinin yozlaştırmasının yolunu açtık. İkinci husus ise, mevcut ekonomik kriz koşullarında, sömürü politikalarına karşı emekçilere birleşik bir mücadele zemini sunamamış olmamızın, kitleleri Tek Adam rejiminin ve düzen muhalefetinin yaratmış olduğu çarpık kutuplaşmaya teslim olmak zorunda bırakmış olması.

Ve şimdi önümüzde iki temel görev bulunmakta. Birincisi toplumda yaratılmış bu çarpık kutuplaştırmayı emek ekseninde bütünleştirmek. Ve ikincisi, bu emek eksenli bütünleşmeyi sağlamak adına antidemokratik Tek Adam rejimine ve kapitalist sömürü politikalarına karşı mücadeleleri birleştirebilmek.

Bizim için Emek İttifakı’nın inşa edilmesi bunu zorunlu kılıyor. İşçi sınıfının sendikal hakları, sendikal bürokrasiye karşı mücadelesi, ekonomik yıkım politikalarına karşı duruşunu bir araya getirebilmek… Toplumun ezilen ve sömürülen tüm kesimlerinin demokratik ve sosyal haklarına birlikte sahip çıkmak… Ve böylesi bir ittifakı, dar grup çıkarları yerine kitlelerin acil talepleri etrafında, sınıfın bağımsız politik hattının inşası perspektifiyle, kitleleri seferber edebilecek bir eylem programı doğrultusunda vücuda getirmek. Çünkü ancak böylesi bir inşa ile emekçi kitleler özne haline gelerek seferberliğe adım atabilir, siyasal güçler dengesinde emekçiler lehine bir kırılma yaratılabilir, güncel ihtiyaçlar ve nihai hedefler arasındaki bağ kurulabilir ve kitlelere rejimden ve kapitalist sömürü düzeninden kopuş mücadelesinde bir alternatif sunulabilir.

Böylesi bir Emek İttifakı’nın inşası tartışmasının en açık şekilde yapılması, bugün sosyalist hareket ve emek örgütleri için, bizler için en acil sorumluluk. Ve İDP olarak bizim de bu tartışmaya ve böylesi bir inşaya tüm katkımızı sunmak en büyük görevimiz.

Yorumlar kapalıdır.