İşçi eylemlerinin ortak talebi insanca yaşam hakkı

Türk-İş’in verilerine göre ekim ayı açlık sınırı 13.684 TL’ye yükseldi, yoksulluk sınırı ise 44.573 TL. Hayat pahalılığı bu denli artmışken krizin faturası emekçilere kesilmeye devam ediyor. Ancak emekçiler dört bir yanda sefalet ücretlerine karşı çıkıyor ve çeşitli taleplerle grevler, eylemler yapıyorlar. Hepsinin ortak talebi ise aslında insanca yaşam hakkı.

Sendikalaştıkları için işten atılan ve mücadeleleri devam eden Sputnik ve Agrobay örneklerinde olduğu gibi patronlar, örgütlenen işçileri adeta cezalandırmaya çalışıyor. Bursa’da Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Şahinkul fabrikasında patronun Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmesi çağrılarına yanıt vermemesi üzerine işçiler 25 Ekim’de fabrika önünde eylem yaptılar. Sendika üyelerinin işten çıkarmayla tehdit edildiği fabrikada işçiler grev örgütlemeyi planlıyor. Sakarya’da ise Çiftçiler Birlik Kağıtçılık fabrikasında yetki alan Türk-İş’e bağlı Ağaç-İş, patronun TİS masasına oturmayı reddetmesi üzerine 30 Ekim’de fabrikada grev kararı aldı.

Sömürünün yoğun olduğu sektörlerden biri de özel eğitim kurumları. Bu kurumların kârları her yıl artmaya devam ederken eğitim emekçileri enflasyon altında eziliyor. Bir süredir eşit işe eşit ücret, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve taban maaş gibi taleplerle çalışmalar yürüten Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’na üye İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları öğretmenleri hal ihlallerinin düzeltilmesi ve zam talebiyle kalem bırakma eylemi yaptı. İstek Vakfı öğretmenleri ise yoksulluk sınırı altında kalan ücretler ve mobbing gibi sorunlarını kamuya açıklayarak dayanışma çağrısında bulundular.

Tez Koop-İş’te örgütlü Çevre Mühendisleri Odası çalışanları, 30 Ekim’de sefalet ücretlerine karşı iş bırakma eylemi yaptı. Ağustos ayında basın açıklaması yapıp ek protokol talebini oda yönetim kuruluna ileten oda çalışanlarının talebi reddedilmişti. Doğa, bilim ve aynı zamanda emek mücadelesinin bir parçası olan oda çalışanları, meslek odasının var oluş amaçları arasında emeğin haklarını savunmak da olduğunu hatırlattı.

Belediye emekçileri de işçi düşmanı tutumdan muaf değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan ve DİSK Genel-İş’te örgütlü yaklaşık 11 bin İZENERJİ işçisi, ikramiyelerin ödenmesi ve sosyal hakların verilmesiyle talepleriyle 17 Ekim’de iş bıraktı. Genel-İş üyesi Balıkesir Edremit Belediyesi işçileri ise 19 Ekim’de eylem yaparak maaş ve ikramiyelerin eksik yattığını ve emekli olan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmediğini ifade ettiler. Ataşehir Belediyesi’nde zorla emekli edilen 9 işçinin mücadelesi sürüyor.

Farklı mücadelelerin ortak talepleri bizlere mücadelemizin de ortak olması gerektiğini gösteriyor. Tek Adam rejimine ve kapitalist sömürüye karşı sınıfın birliğine ve seferberliğine ihtiyacımız var!

Yorumlar kapalıdır.