Ortak dertlerimizi siyasallaştıralım

Türkiye 85 milyonluk bir nüfusa sahip. Muhtemelen göçmenlerle birlikte bu sayı 100 milyona yaklaşıyor. Bu büyük nüfusun ortaklaştığı başta gelen ortak payda geçim derdi. Bugün geçim derdi olmayan neredeyse kimse yok. Hemen herkes hayat pahalılığından, kiraların yüksekliğinden, gelir-gider dengesizliğinden şikâyetçi. Çarşı-pazarda fiyatlar almış başını gitmiş durumda. Çalışmak belki açlığı engelliyor ama yoksulluğu asla. İşsizler, emekliler zaten çaresizler. Bu yüzden insanlar bir tas sıcak çorba içebilmek için belediye lokantaları önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Halk ekmek önlerinde bu yüzden kuyruklar asla bitmiyor. Bu yüzden insanlar ucuz birkaç sebze-meyve alabilmek için pazar yerlerine akşam saatlerinde kapanmak üzereyken gidiyor. Bu yüzden insanlar market market ucuz ürün peşinde koşturuyor. Tablo budur…

Bu tablonun sorumlusu siyasi iktidardır. AKP’sinden MHP’sine, Erdoğan’ından Bahçeli’sine hepsi bu tablonun birinci dereceden sorumlularıdır. On yıllardır izledikleri emek düşmanı, sermaye yanlısı kapitalist programlarla bu toplumsal yıkımı yarattılar. Halen de yıkmaya devam ediyorlar. Kayıtdışı çalışmak zorunda bırakılanlarla birlikte 15 milyon işçi asgari ücret ve altı bir maaşa çalışmak zorunda. 12 milyon emekli asgari ücretten de düşük maaş alıyor. Sekiz milyon civarında işsiz bu gelire de sahip değil. Nitekim TEPAV’ın yaptığı araştırmaya göre 4,15 milyon hanedeki 16 milyon insan asgari ücretle geçiniyor. 2,95 milyon hanedeki 11,5 milyon insan sadece tek bir asgari ücretle yaşamaya çalışıyor. Toplum açlıkla asgari ücret arasına sıkıştırılmış durumda. Tablo budur…

Bu yıkım tablosunun nedeni ekonomik kriz değil, krizi emekçilerin üzerine yıkan siyasi iktidardır. Asgari ücret açlık sınırının altındayken patronlar yıllardır “beklenmeyen” kârlar açıklamaya devam ediyorlar. Nedeni belli! Erdoğan ve Bahçeli’nin liderlik ettiği Cumhur İttifakı’nın sermaye yanlısı, emek düşmanı politikaları bu yıkım tablosunu yaratmıştır. Yıkımın durdurulması ancak bu siyasi iktidara karşı emek eksenli birleşik bir mücadeleyle mümkün olabilir. O yüzden ortak dertlerimizi siyasallaştırmalıyız. Açlıkla asgari ücret arasına sıkıştırılmış bu hayatı reddetmeliyiz. Biz istemezsek bu emek düşmanı düzeni sürdüremezler. Tablo budur…

Yorumlar kapalıdır.