İsrail’in İran’a yönelik suç teşkil eden saldırılarını kınıyoruz!

12 Haziran’da İsrail, yaklaşık 200 savaş uçağıyla İran’a yönelik suç teşkil eden bir saldırı başlattı. Başkent Tahran’da sivil bölgeler ile askeri yerleşim alanları bombalandı. Saldırıda aralarında İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Başkomutanı General Hüseyin Selâmi ve Silahlı Kuvvetler Komutan Yardımcısı General Gulamali Reşid’in de bulunduğu üst düzey askeri yetkililer ile birlikte 70’ten fazla sivil yaşamını yitirdi. İran’ın İsfahan, Erak ve Kirmanşah kentlerindeki askeri ve sanayi komplekslerinde de patlamalar bildirildi.

İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, Filistin halkına yönelik soykırımı sürdüren ve Lübnan, Suriye ve İran halklarını sürekli olarak bombalarla tehdit eden Siyonist devletin bu yeni suç saldırısını kınıyoruz. İsrail’in soykırımcı Başbakanı Benyamin Netanyahu saldırının “gerekli” ve “önleyici” olduğunu, İran’ın olası bir nükleer saldırısına karşı gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Bu tamamen gerçek dışıdır. Nükleer üretimi konusunda ABD ile müzakereler yürüten ve bu müzakereler BM Atom Enerjisi Ajansı tarafından daimi olarak kontrol edilen İran herhangi bir askeri eylemde bulunmamıştır. İsrail ise “Yükselen Aslan” adını verdiği operasyonun “tehdit ortadan kaldırılana kadar süreceğini” ilan etti.

Saldırı ABD ve Avrupa emperyalizminin desteğine sahip olsa da ABD ve Avrupa emperyalizmi, açıklamalarıyla bunu gizlemeye çalışıyor çünkü halklarının İsrail’i giderek daha fazla reddettiğini ve sokaklarda Filistin halkını desteklediğini biliyor. Aşırı sağcı Donald Trump ve hükümeti, “İsrail’in askeri eylemini desteklemediklerini” ve “İran ile daha geniş bir savaş” istemediklerini ilan etti. Ancak daha sonra Trump, İsrail’in askeri harekâtını güçlü bir şekilde destekleyeceğini söyledi ve İran’ı “bir anlaşmaya varması” için tehdit ederek, aksi takdirde daha fazla “ölüm ve yıkım” olacağı konusunda uyardı. Trump ısrarla “İran ortada hiçbir şey kalmadan önce bir anlaşma yapmalı… Çok geç olmadan bunu yapın,” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da bunu onaylayarak “İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu” ilan etti ve alaycı bir şekilde “gerilimi tırmandırmaktan kaçınma ve itidal” önerisinde bulundu.

İsrail bu saldırıyı, Gazze’ye yönelik işgalinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine ve yarattığı yıkımla devasa suçlarına rağmen zafer ilan edemediği için gerçekleştirdi. İsrail dünyada giderek yalnızlaştı ve Siyonist rejimin yaşadığı kriz ve bölünme derinleşiyor. Avrupa’da ve dünyanın diğer bölgelerinde Filistin direnişine destek için ve Gazze’de uygulanan insanlık dışı ablukanın yol açtığı açlık koşullarına karşı yeniden kitlesel protesto eylemleri düzenleniyor. İsrail’de de Gazze işgalinin sürmesine yönelik tepkiler artıyor. Orduya katılmayı reddeden asker sayısı yükseliyor. Esirlerin serbest bırakılması ve savaşın sona erdirilmesi talebiyle günlük protestolar sürüyor. Bu kitlesel tepkiler, Siyonist rejimin süreklilik arz eden siyasi krizinin arka planını oluşturuyor. Netanyahu, parlamentodaki muhalefetin seçim çağrısı yapmak üzere harekete geçtiği ve bunun Netanyahu ile aşırı sağcı Siyonist müttefiklerinin iktidarını sonlandırabileceği bir dönemde İran’a saldırı emrini verdi. Bu saldırıyla hem dikkatleri iç krizden uzaklaştırmayı hem de “İsrail düşmanlarına karşı birlik” çağrısı yapmayı amaçlıyor.

İran’a gelince, İran halkının Siyonist saldırıya karşı kendini savunma hakkını tanıyor ve bu İsrail’in saldırısını en sert şekilde kınıyoruz. İran’ın nükleer programını geliştirme ve nükleer silahlara sahip olma hakkını da sonuna kadar savunuyoruz. Ancak bununla birlikte, İran rejimine herhangi bir siyasi destek vermediğimizi de belirtmeden geçemeyiz. İran’ın otoriter teokratik hükümeti İsrail’in suç teşkil eden eylemlerine hiçbir zaman güçlü cevaplar vermemiş, Filistin direnişini destekleme konusunda da tutarlı davranmamıştır. Öte yandan bu kapitalist ve baskıcı rejim; kitle hareketini, işçi sınıfını ve İran halkını, özellikle de kadınların hak taleplerini şiddetle bastırmaktadır.

İUB-DE olarak tüm dünya halklarını İsrail’in bu suç teşkil eden saldırısını protesto etmek ve İran’ın kendini savunma hakkını desteklemek üzere harekete geçmeye ve İran hükümetinin “karşılık verilecek” yönündeki açıklamasının hayata geçirilmesini talep etmeye çağırıyoruz. Soykırımcı Siyonizmin ve emperyalizmin saldırganlığına karşı durmak ve bunu dünyanın dört bir yanında sokaklara çıkarak kınamak, Ortadoğu halklarına yönelik sömürgeci planları bozguna uğratma mücadelemizin bir parçasıdır. Tüm dünya hükümetlerinden İsrail ile diplomatik ve diğer tüm ilişkilerini kesmelerini talep etmeliyiz. Böylece aynı zamanda Filistin direnişine de desteği sürdürmüş; Gazze’deki soykırımı, açlığı ve İsrail’in apartheid rejimini sona erdirme mücadelesine katkı sunmuş oluruz.

İsrail’in İran’a yönelik suç teşkil eden saldırısına son!

Emperyalizmin saldırıya sunduğu desteği kınıyoruz!

İran’ın kendini savunma hakkını tanıyoruz!

Soykırıma karşı Filistin direnişini destekleyelim!

Gazze’de ablukaya son!

Nehirden denize özgür Filistin!

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE)

13 Haziran 2025

Yorumlar kapalıdır.