Geçmişten Bugüne İzmir’de İşçi Mücadeleleri paneli gerçekleşti
Birleşik Metal-İş Sendikası, Petrol-İş İzmir Şubesi, Basın-İş İzmir Şubesi ve Tekgıda-İş Sendikası başta olmak üzere birçok sendikanın içerisinde bulunduğu Sendikal Haklar Komitesi’nin emekleriyle gerçekleştirilen Geçmişten Bugüne İzmir’de İşçi Mücadeleleri paneli 25 Temmuz’da katılımcılarla buluştu. Yakın zamandaki orman yangınlarında ihmaller sebebiyle hayatlarını kaybeden işçi ve gönüllüler adına bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan panel, Evrensel Gazetesi İzmir Temsilciliği’nin hazırladığı sinevizyon gösterimi ile devam etti.
İlk konuşmacı Doç. Dr. Hakan Koçak, “İzmir’de İşçi Sınıfının Doğuşu: İlk Grevler, Kazanımlar” başlıklı konuşmasını sundu. Bir liman kenti olan İzmir’in Osmanlı’nın kapitalistleşme sürecindeki önemine değinen Koçak, 1920’lerde ortaya çıkan ve sendikaların öncesinde işçilerin özörgütlülüğü olan işçi cemiyetlerinden ve “amele” değil “işçi” olarak hitap edilmek isteyen İzmir işçilerinin sınıfsal kimliklerini kazanmaya başlamasıyla 1923’te sendikalaşma, haftalık izin ve tatiller, kadın işçilere yönelik talepler gibi pek çok sınıfsal talebi dile getirmelerinden bahsetti.
Bir sonraki konuşmacı olan Evrensel Gazetesi yazarı Nuray Sancar, “Tariş Grevi’nden Günümüze Mücadelenin Öğrettikleri” başlıklı konuşmasına işçi sınıfının geçmiş deneyimlerinin bugün bizlere ders çıkarma imkânı sunduğunu söyleyerek başladı. Dönemin rejiminin işçi sınıfı üzerindeki sindirme politikalarını belirten Sancar konuşmasında Tariş üzerinde ülkücü çeteler tarafından kurulan baskı ve tahakkümden, burjuva medya tarafından yürütülen algı operasyonlarına ve işçilerin kriminalize edilmesine değin birçok saldırıya değinerek mücadeleye dair etraflıca bir tablo ortaya koydu. Sancar ayrıca bu saldırılara rağmen halkın farklı kesimlerinin desteğini arkasına alan Tariş Grevi’nin kitlesel bir mücadele olmasının öneminin de altını çizdi. İşçilerin kazanımlarının yok edilmesini, Tariş’in dağıtılmasını ve birçok özelleştirmeyi amaçlayan 24 Ocak Kararları ve daha sonrasında 12 Eylül darbesiyle burjuvazinin artan saldırılarından bahseden Sancar, AKP iktidarının bugünkü varlığını 12 Eylül darbesine borçlu olduğunu söyledi.
Panelin son konuşması, “Grev Yasakları” başlığıyla Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar tarafından yapıldı. Grev hakkının işçi sınıfının mücadelesinde en temel mücadele araçlarından bir tanesi olduğunu söyleyen Atar, bu hakkın tarih boyunca kapitalizmin gelişimine paralel biçimde, hem yasalarla hem de keyfi biçimde baskılandığını, bugün dahi grev yasakları ya da erteleme adı altındaki yasakların bu mücadele geleneğinin önünde bir engel olmaya devam ettiğini dile getirdi. Sonrasında Atar, “Grev hakkı halen bir hak olmaktan çok bir istisna gibi uygulanıyor. Sendikalaşma oranlarının düşüklüğü, işkolu ve işyeri barajları, yetki süreçlerinin yıllarca sürmesi, mahkeme ve Yüksek Hakem Kurulu bariyerleri grevi fiilen imkansız hâle getiriyor. Grev kararı alınsa dahi, erteleme adı altında yasaklar devreye giriyor,” diyerek grev hakkının önüne koyulan engellere değindi. 2010 yılında MESS sözleşmesinin reddedilmesiyle önemli kazanımlar elde edildiğini söyleyen Atar, konuşmasını sene içerisindeki grev ve mücadelelerden bahsederek bitirdi.
Yorumlar kapalıdır.