Sırbistan: “Kanlı işçi tulumlarına son”


Sırbistan’da Aralık ayında başlayan hükümet karşıtı protestolar devam ediyor. Muhalif “Sırbistan Solu” partisinin genel başkanının saldırıya uğramasıyla ateşlenen protestolar zamanla kitlesel bir karaktere büründü. Beş ayı bulan ve on binlerce insanın toplandığı bu protestoların başlıca taleplerinden biri basın özgürlüğü. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić iktidara geldiğinden beri basına ve basın emekçilerine yönelik saldırılar arttı. Ancak saldırıların çoğu incelenmiyor veya failleri cezalandırılmıyor. Bunun yanı sıra yolsuzlukla ilgili haberlerin örtbas edilme çabası ve hükümet yanlısı yalan haberler gibi kaygı verici sorunlar da söz konusu.

Bir diğer talep seçimlerin adil bir ortamda gerçekleştirilmesi. Ülkenin onda birinin Vučić’in partisi olan Sırp İlerleme Partisi’ne (SNS) üye olması ve halkın tüm hoşnutsuzluklarına rağmen partinin son seçimlerde %48 oy alması çeşitli nedenlere bağlanmakta. Bu nedenler arasında, kitlelerin önünde sınıfsal ve demokratik taleplerine hitap eden bir parti seçeneğinin yoksunluğunun yanı sıra, SNS üyesi olma karşılığında iş bulmanın ve kamu hizmetlerinden faydalanmanın kolaylaştırıldığı iddiası var. Ancak bu mevcut durum bir yana, Vučić’in seçim sonuçlarını lehine çevirmek için basını ve yargıyı kendi çıkarına kullandığı ve seçimlerde uyguladığı usulsüzlükler de biliniyor.

“Çalınan emekli maaşlarını geri verin”, “Hırsızların değil, halkın yanındayız”, Vučić’in “5 milyon kişi yürüse de fark etmez” açıklamasına istinaden söylenen “5 milyondan yalnızca biri”, siyasal şiddet nedeniyle “Kanlı gömleklere son” ve buna alternatif olarak geliştirilen ve özellikle inşaat sektöründe yaşanan iş cinayetlerine referansla “Kanlı işçi tulumlarına son” sloganları protestolarda sıkça kullanılıyor.

Protestoların başını, 30 muhalif parti ve örgütten oluşan Sırbistan için İttifak çekiyor. Ancak eylemler ittifaktan bağımsız şekilde de gerçekleşmekte ve aşırı sağ ve milliyetçi partilerden sol partilere, öğrencilerden işçilere geniş bir yelpazeye sahip. Bununla birlikte kitleler, kendi taleplerini dile getirecek bir önderlikten yoksun ve örgütsüz durumdalar. Eylemlere katılan partilerin bu talepleri benimseme düzeyi oldukça kısıtlı. Dahası, eylemlere sınıfsal talepler katmaya çalışan inisiyatifler İttifak tarafından engelleniyor. Burjuva analistler Sırbistan’daki parçalı protestoların bir “Balkan Baharı”na dönüşmeyeceği konusunda hemfikir. Bu güvenilmez ve içerisinde sağ burjuva kanatların da yer aldığı, Putin ve AB arasında salınan parçalı ittifaklar yerine kitlelerin demokratik ve sınıfsal taleplerini ön plana çıkaran ve işçi sınıfını birleştiren bir aracın yaratılması en gerçekçi çözümü işaret ediyor.

Yorumlar kapalıdır.