Goldstone Raporu bilançosu: BM’den hakem olur mu?

Geçtiğimiz aralık ayında hava saldırılarıyla başlayan, ocak ayında kara harekâtıyla devam eden İsrail’in Gazze saldırısı, üçte biri çocuk 1300’den fazla Filistinlinin ölümüne ve 5 bin 500’ünün yaralanmasına sebep olmuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) bunun üzerine, bu süre içerisinde, Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı ve apartheid karşıtı aktivist Richard Goldstone’u görevlendirerek ‘karşılıklı işlenen savaş suçları’ ve insan hakları ihlalleri üzerine bir rapor hazırlattı. Geçtiğimiz günlerde de bu rapor BM İnsan Hakları Konseyi’nde ABD’nin reddine karşı oy çokluğuyla onaylandı.

Bu raporu değerlendirirken, İnsan Hakları Konseyi’ne gelene kadar geçirdiği yolları incelemek büyük bir önem taşıyor. Çünkü ancak böyle bir incelemede gerek oylayanların, gerekse BM’nin gerçek rolü ortaya çıkıyor. Raporun açıklandığı eylül ayında, İsrail ‘terörist Hamas’ın füzelerine karşı ülkesini korumak’ için yaptığı saldırıların arkasında durarak, hatta hâlâ ‘tünellerden yapılan silah kaçakçılığını engelleyemediğini’ söyleyerek raporu reddetti. Bunun ardından, Filistin Abbas yönetimi ve Obama hükümetleri arası değerlendirmeler sonucunda, Abbas Hükümeti, bazı dost ülkelerin, “oylamanın ertelenmesinin yararlı olacağını” düşünmelerinden ötürü oylamanın ileri bir tarihe ertelenmesini uygun bulduklarını açıkladı. BM de bu anlaşmaya biat edecekken, Ramallah’taki öfkeli Filistinlilerin tepkisi ve parlamentodaki bazı bakanların tepki istifaları sonucu BM, raporu tekrar gündemine almak zorunda kaldı. Filistin halkına göre tam da bu yüzden rapor adaletten uzak, ölü olarak doğmuş oldu. BM’nin bu tavrı da açıkça; “aklın yargıladığı dünya vicdanı”, “barıştan ve insan haklarından yana tarafsız” BM’nin, hangi taraftan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu açıdan rapor onaylandıktan hemen sonraki günlerde, Filistinli bir heyetin İsrail’in bölgedeki soykırımını kanıtlayan yeni belgeleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sunması; İsrail’in ise Hamas ve askerî kanat liderlerinin listesini çıkarıp onların tutuklanmasına dair bir raporu BM’ye sunmayı planlaması önemli bir karşılaştırmadır.

Goldstone Raporu; yapılanları ‘savaş suçu’ olarak tarif edip Hamas’la İsrail’i aynı şekilde savaş suçlusu olarak görmesi açısından tıpkı BM tarzı ‘eşitlikçi ve tarafsız’ hakemliğe denk düşmüştür. Açıktır ki; Hamas’ın ev yapımı füzeleri ile İsrail’in fosfor bombalarını eşit değerlendirmek, İsrail’in soykırımını bir savaş suçu olarak yargılamak, tarafsız olmak değil bizzat İsrail’den ABD’den yana taraf olmaktır. Bu açıdan Goldstone raporu, Gazze çarpışmasının bilançosu olmaktan uzaktır. Ertelenişi ve değerlendirilişi ile de BM’nin ‘parçası olduğu ülkelerin üzerinde yükselen hakem’ misyonunun sürdürülmesi ve meşruiyetini yitirmemesi çabasından ibarettir.

Yazan: Canan Yılmaz (27 Ekim 2009)

Yorumlar kapalıdır.