Suriye’de mezhepçiliğe hayır! Alevi katliamının tüm sorumluları yargılanmalıdır!

Suriye’nin Lazkiye ve Tartus bölgelerinde çoğunluğu masum Alevi siviller olmak üzere binden fazla insan hayatını kaybetti.

HTŞ’den müteşekkil yeni Şam yönetimi Alevilere yönelik mezhepçi katliamı yalnızca Esad’a bağlı silahlı gruplara yönelik operasyonların bir parçası gibi göstermeye çalışsa da gerçekliğin böyle olmadığı aşikâr.

Katliamcı grupların çekinmeden kayıt altına alarak yayınladığı videolar ve bölgeden birinci ağızdan aktarılan bilgiler Alevilerin seçilerek, hedef gözetilerek katledildiğini, ailelerin toplu halde yok edildiğini zaten kanıtlıyordu.

Geçiş hükümetinin devlet başkanı ilan edilen HTŞ lideri Ahmet Şara olaylar için araştırma komiteleri kurduğunu açıkladı. Katliamın “resmi güvenlik görevlisi” statüsü verilmiş HTŞ’den mürekkep güçlerin de katılımıyla gerçekleştirildiği ortadayken bu araştırma komiteleri hiç kimseyi ikna etmeyecektir.

Hem tüm suçluların tespit edilip yargılanabilmesi hem de Aleviler dahil bölgedeki tüm sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanabilmesi için araştırma komitelerinin mevcut hükümetten bağımsız bir şekilde çalışması sağlanmalı, katliamda payı veya ihmali olanlar bu komitelerde kesinlikle yer almamalıdır.

Bir diğer önemli boyut ise, eski rejimin katliamlardan ve işkencelerden sorumlu kişilerinin çok dikkatli, seçici ve aynı zamanda hızlı ve adil bir şekilde yargılama süreçlerinin gerçekleştirilmesidir. Eski rejim ile Alevi toplumunu eşitleyen mezhepçi kışkırtmalara asla geçit verilmemelidir. Bu adımlar ise ancak Suriye halkının bu hedefler doğrultusunda seferber olmasıyla gerçekleşebilir.

Bu çerçevede, Şara yönetimiyle Suriye Demokratik Güçleri ve Dürzi toplulukları arasında varılan anlaşmalar, ulusal ve dinsel azınlıkların tanınması ve haklarının güvence altına alınması yönünden olumlu sayılabilecek olmakla birlikte asla yeterli değildir.

Ulusal ve dinsel azınlıkların haklarının gerçekten garanti altına alındığı, Alevi katliamının sorumlularının cezalandırıldığı, eski rejimin suçlarının yargılandığı bir politik süreç Suriye emekçilerinin ve ezilen halklarının aktif katılımıyla hayat bulacak bir Kurucu Meclis’le sağlanabilir.

Bu bağlamda, rejimin yıkılmasının ardından Şara önderliğinin seçimleri erteleyerek politik iktidarı gasp etme girişimi karşısında, Kurucu Meclis’in toplanması için serbest seçimlerin gerçekleştirilmesi talebi aciliyet kazanmaktadır.

Bu zorlu görevler, Suriye halkının politik seferberliğinin güçlenmesi, halkın yerel örgütlenmelerinin yeniden yaygınlaşması ve Suriye solunun hakiki bir politik seçenek olarak ortaya çıkmasıyla gerçeklik kazanabilir.

Yorumlar kapalıdır.