Nepal’de halkın öfkesi sokakları doldurdu
Nepal’de 8 Eylül Pazartesi günü, hükümetin birkaç sosyal medya platformunu yasaklamasının ardından, yolsuzluğa karşı protestolar patlak verdi. Barışçıl şekilde, parlamentonun önünde toplanan büyük bir kitleyle başlayan protestolar, güvenlik güçlerinin protestoları acımasızca bastırmasının ardından şiddetli bir hal aldı. Şimdiye kadar en az 20 ölü ve çoğu ateşli silahla vurulan 100’den fazla yaralı olduğu bildirildi.
Ülkenin başkenti Katmandu’da patlak veren ve Pokhara, Itahari gibi şehirlere yayılan kitlesel protestoların ardından, 9 Eylül’de günü Başbakan Khadga Prasad Oli görevinden istifa etti. Başbakanın istifasının ardından İçişleri Bakanı Ramesh Lekhak da kabine toplantısı sırasında istifa etti.
30,5 milyon nüfusa sahip, Güney Asya’da Hindistan ve Çin ile sınır komşusu olan Nepal’de halkın çoğunluğu Hindu ve Budist. Himalaya Dağları ile çevrili olan Nepal, Everest Dağı dahil olmak üzere dünyanın en yüksek zirvelerinden bazılarını barındırdığı için “dünyanın çatısı” olarak anılıyor. Nepal’de, sınıf uzlaşmacı bir kapitalist hükümet bulunuyor. Ülke, liberal burjuva partilerinin bir koalisyonu ile Maoist eğilimli Nepal Komünist Partisi (PCN, Birleşik Marksist-Leninist) tarafından yönetilmekte. İstifa eden başbakan da PCN üyesiydi.
Nepal, 1996–2006 yılları arasında monarşiye karşı uzun ve kanlı bir iç savaş yaşadı. 2006 yılında, Yedi Parti İttifakı’nın geçici hükümeti (liberal burjuva partilerinden oluşan bir koalisyon) ile PCN arasında bir anlaşma imzalanmıştı. 2008’de toplanan Kurucu Meclis, monarşiyi kaldırdı ve ülkeye parlamenter demokratik bir cumhuriyet sistemi getirdi.
Hükümet, Komünist Parti ile patron partilerinin birlikte yer aldığı sınıf uzlaşmacı bir hükümet; bu da onun gerçek kapitalist karakteri konusunda kafa karışıklığı yaratmakta. Bu durum, Venezuela veya Nikaragua gibi rejimlerde görülen durumla benzer; kendilerini “sosyalist” veya “sol” olarak tanımlasalar da aslında sert kapitalist politikalar uyguluyor, özel şirketler ve çokuluslu şirketlerle işbirliği yaparak yönetiyorlar.
Nepal’in başlıca ticaret ortakları Hindistan, Çin ve ABD. 2022 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile imzalanan ve bu yıl yenilenen anlaşma çerçevesinde, ülkede son yıllarda yabancı yatırımlar arttı. Ancak bu yatırımlar, yaygın işsizliğe yol açtı ve bu durum, Nepal’deki toplumsal huzursuzluğun ve son protestoların patlak vermesinin temel nedenlerinden biri oldu. Nepal’de faaliyet gösteren başlıca çok uluslu şirketler arasında şunlar var: Unilever, Coca Cola, Dabur (sağlık ve tüketim ürünleri alanında faaliyet gösteren Hindistan menşeli bir şirket), Suzuki, Honda, Hyundai, Verisk Nepal (ABD’li yazılım şirketi), Cotiviti Nepal (yine ABD’li bir yazılım şirketi), Fusemachines (yapay zekâ alanında uzmanlaşmış ABD’li bir şirket) ve daha birçok uluslararası şirket.
Sosyal Medya ve Halk Öfkesi
Daha önce belirttiğimiz gibi, halkın patlak veren öfkesinin kıvılcımı, 4 Eylül’de 26 sosyal medya platformunun askıya alınması oldu. Bu platformlar arasında YouTube, X, Facebook, Instagram ve WhatsApp yer alıyor. Hükümet, bu kararın gerekçesini, platformların ilgili devlet kurumlarına kayıt süresini tamamlamaması ve bazı kullanıcıların nefret söylemi – söylentiler yayması, siber suç işlemesi ve toplumsal düzeni bozması olarak açıkladı.
Ancak, bu sosyal medya yasakları -özellikle gençler arasında- sansür girişimi ve rejimin üst düzey yetkililerinin ve çocuklarının gösteriş ve kayırmacılığına yönelik eleştirileri engelleme çabası olarak yorumlanıyor.
Binlerce gösterici, hükümetin ilan ettiği sokağa çıkma yasağına rağmen parlamento binasına girip binayı ateşe verip bir ambulansı yakıp polisle çatışmaya girdi.
Yıllarca yerine getirilmeyen vaatler, kötü ücretler, işsizlik ve yaygın yolsuzluk sonucu biriken halk öfkesi, sosyal medya yasaklarıyla patlak verdi. Göstericiler, yolsuz olarak algılanan bazı yetkililerin evlerini saldırıp ateşe verdiler. Eski Başbakan Jhalanath Khanal’ın eşi Rajyalaxmi Chitrakar, evinin yakılması sonucu hayatını kaybetti. Ekonomi Bakanı, çıplak bir şekilde bir nehre atıldı ve göstericiler tarafından dövüldü; diğer bazı yetkililer de protestolar sırasında saldırıya uğradı. Nepal’in en büyük medya grubu olan Kantipur Media Group’un merkezi de ateşe verildi. Bu grup, Nepalce ve İngilizce gazeteler ve televizyon kanallarını bünyesinde barındırıyor.
Yoksulluk, Yolsuzluk ve Eşitsizlik: Protestoların Kaynağı
Protestoların kaynağı, Nepal’de emekçi halkın yaşadığı derin yoksulluk ile politik liderlerin ve ailelerinin gösterişli yaşamları arasındaki derin eşitsizlikte yatmaktadır.
Nepalli gençlerin çoğu, eşitsizlik ve işsizlik karşısında umutsuz ve geleceksiz hissediyor. Dünya Bankası verilerine göre, Nepal’de genç işsizlik oranı geçen yıl %20 olarak kaydedildi. Kişi başına düşen yıllık gelir yaklaşık 1.300 dolardır; nüfusun %7,5’i yurtdışında çalışmakta ve diaspora üzerinden yapılan para transferleri iç tüketimi desteklemektedir.
Nepal’in üç ana partisinin liderleri — Nepal Kongre Partisi, Nepal Komünist Partisi (CPN-UML) ve Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez) — çeşitli skandallarla ilişkilendirilmiştir. Bu skandallar arasında şunlar yer almaktadır: Butanlı mülteciler dolandırıcılığı olarak adlandırılan olaylar, toprak gaspları, altın kaçakçılığı, 2015 depremi sonrası yeniden yapılanma sürecinde yolsuzluk ve pandemi sırasında Covid-19 aşılarının yönetimi.
Daha yakın tarihte ise, vatandaşları Birleşmiş Milletler konferansına katılacakları yalanıyla İspanya’ya seyahat etmeye ikna eden bir dolandırıcılık ağı ortaya çıkmıştır.
Z Kuşağı Sokaklara Çıkıyor
Sosyal medya yasaklarından haftalar önce, genç gruplar TikTok videoları üzerinden bir kampanya başlattı. Bu kampanya, politikacıların çocuklarının lüks yaşamlarını gözler önüne seriyordu. Bu çocuklar, sahip oldukları malikaneleri, lüks araçları, yurtdışı seyahatleri ve Avrupa üniversitelerinden aldıkları eğitimlerini utanmadan kamuoyuna sergiliyorlardı. Tüm bunlar, milyonlarca gencin yaşadığı yoksulluk, işsizlik ve fırsat eksikliği ile keskin bir tezat oluşturuyordu.
Protestolar, 1997–2012 arasında doğan ve kendilerini “Z Kuşağı” olarak tanımlayan gençler tarafından başlatıldı. Sosyal medyada yürütülen kampanya ve protestolara çağrı, iki etiketle öne çıktı: “Nepo Baby” ve “Nepo Kids”. “Nepo”, nepotizmin kısaltmasıdır. Bu etiketler sosyal medyada büyük popülerlik kazandı ve videolar ile fotoğraflar aracılığıyla, hükümetin üst düzey yetkililerinin, ailelerinin ve çocuklarının lüks yaşam tarzını ve ebeveynlerinin görevlerini kullanarak zenginleşmelerini açığa çıkardı.
İşçilerin Uluslararası Birliği Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, Nepal’deki eylemleri koşulsuz destekliyor ve Nepalli gençlerin ve emekçi halkın mücadelesiyle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz.
Bu toplumsal patlama, hakkında pek az konuşulan bir ülke olan Nepal’de, emperyalist çöküş aşamasındaki kapitalist sistemin büyük krizinin bir başka ifadesidir. Bu absürt ve eşitsiz sistem halkları sefalet ve açlığa mahkûm ederken, politikacılar ve iş insanları devlet kontrolü ve ülkenin doğal kaynaklarının koruması altında her türlü ayrıcalığı yaşamaktadır.
Yolsuzluk, gösteriş ve milyonlarca insanın yoksulluğu, halk ayaklanmalarının patlak vermesi için uygun zemin yaratmakta ve kapitalist hükümetleri sarsmaktadır.
Yorumlar kapalıdır.