Tahmini enflasyon rakamları ve açıklanacak tahmini asgari ücret
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2025 yılının sonu ve 2026 yılı için enflasyon tahminlerini açıkladı. Merkez Bankası’na göre enflasyon 2025 yılı sonunda yüzde 31-33 arasında olacakken 2026 yılı için yüzde 13-19 arasında olacağı tahmin edildi. 2025 yılının sonu için daha öncesinde tahmin edilen enflasyon artış oranı yüzde 25-29 arasındaydı.
Bu açıklama işçileri nasıl etkileyecek?
Son zamanlarda özellikle Cumhurbaşkanlığı ve Maliye Bakanlığının açıklamalarına baktığımızda, asgari ücret artışının gerçekleşen değil gelecek yıl için beklenen enflasyona göre yapıldığını görüyoruz. Daha önce yaptıkları açıklamaların aksine, 2025 yılının sonu için yaptıkları enflasyon tahmini tutmadı ve artarak devam etti.
Asgari ücretin belirlenmesi aslında “Asgari Ücret Tespit Komisyonu”na bağlıdır. Ancak son söz pratikte her zaman Cumhurbaşkanına bırakılmakta. Genellikle olumsuz bir tablo açıklanacaksa önce AKP kurmayları halkın nabzını yoklama açıklamaları yapar. Ardından gelen dönüşler doğrultusunda Cumhurbaşkanı küçük bir artış daha ekleyerek son noktayı koyar.
Geçmiş yıllarda asgari ücret tespit sürecine bazı konfederasyonlar katılım göstermekteydi. Bu yıl asgari ücret tespit sürecinde Hak-İş de Türk-İş de bulunmayacak. Kendi istekleri doğrultusunda bu sürece katılmayacaklarını açıkladılar. Yani asgari ücreti iktidar ve patronların temsilcileri yalnız başlarına belirleyecekler.
Açıklamalar ve enflasyon rakamları 2026 için asgari ücretin ne kadar olacağı konusunda bazı tabloların oluşturulmasına yardımcı oluyor. Eğer TCMB’nin 2026 yılı için yaptığı enflasyon tahmini çerçevesinde bir asgari ücret belirlenecekse bu durum oldukça düşük bir maaşı gösteriyor demektir.
Asgari ücretin açıklanan enflasyon tahmini aralığında (yüzde 13 ila 19) en yüksek şekilde artırılacağını düşünsek bile bugün 22 bin TL civarında olan asgari ücret yüzde 19 gibi bir artışla dahi 26.500 TL civarına çıkacak gibi görünüyor. Muhtemelen Cumhurbaşkanı bir açıklamayla bu ücreti 27 bin TL civarına yükselterek kararı onaylayacaktır.
ABD merkezli finans kuruluşlarının yaptığı tahminler de asgari ücrete yüzde 20-25 zam yapılacağı yönünde. Yüzde 25 olsa dahi asgari ücret 27.500 TL oluyor. Bu bile, ihtimaller arasındaki en yüksek oranda karşımıza çıkacak tabloyu gösteriyor.
27 bin TL ile geçinilir mi?
Türkiye’de çalışanların yaklaşık olarak yüzde 70’i asgari ücret düzeyinde maaş ile yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin aylık gıda masrafı -yani açlık sınırı- yaklaşık olarak 28 bin TL görünüyor. Yani “sarı sendika” olarak anılan Türk-İş yönetiminin yaptığı araştırmalar bile asgari ücretin, yapılacak zamla dahi açlık sınırının altında kalacağını gösteriyor.
Açıklanan tahmini enflasyonun özel sektörde karşılığı ne olacak?
Halihazırda çalışanların hatırı sayılır bir kısmı, daralma veya işgücü azalması bahane gösterilerek işten çıkarılmakta. Yapılan TİS’lerde de çok düşük maaş artış teklifleri görülüyor. Patronlar çalışanları işten çıkarmakla tehdit edip düşük ücretlere mahkûm etmeye çalışıyor. Asgari ücrete yapılacak zam sonrasında da özel sektörde doğrudan işçileri hedef alan politikalar izlenmeye devam edecektir. Düşük maaş zamları, çalışanlara verilmeyen özlük hakları, sosyal haklardan mahrumiyet ve birçok sonucu karşımıza çıkacaktır.
Bu durum karşısında ne yapmalı?
İşçiler, sendika konfederasyonlarından ne dünkü gibi ücretler belirlenirken dayatılan bürokratik masa başı pazarlığı müsameresinin bir parçası olmalarını ne de bugünkü gibi masadan kalkarak sorumluluktan kaçmaya çalışmalarını istiyor. Ücretlerin işçi sınıfının daha lehine olacak şekilde belirlenmesi ancak işçilerin birleşik ve eylemli mücadelesi örgütlenerek başarılabilir. Sendikalara düşen sadece asgari ücret belirlenme sürecinde aktif rol almak değil, böylesi birleşik bir mücadeleyi örgütlemeye yönelmektir.
Bu yöneliş sadece ücretlerin artırılması için değil; işçi sınıfının tüm ücretlere ve aylıklara üç ayda bir gerçek enflasyon oranında zam yapılması, en düşük işçi ücretinin yoksulluk sınırının üzerine çekilmesi, ücretlerden alınan vergilerin sıfırlanması gibi taleplerinin karşılanabilmesi için de hayati önem taşıyor.
Yorumlar kapalıdır.