Provokasyonlar gittikçe artıyor

DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması ve Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin düşürülmesi sonucunda, DTPliler Türkiye’nin birçok yerinde durumu protesto etmek için meydanlara çıktı.

Bu protestolar esnasında istenmeyen görüntüler de yaşandı. Ancak daha da önemlisi provokatörler iş başındaydı. Muş’un Bulanık ilçesinde göstericilerin üzerine kalaşnikov tüfekle ateş açan ‘gönüllü köy korucusu’, iki kişinin ölümüne neden oldu. Devletin silahı ile halkın üzerine ateş ederek birçok insanın da yaralanmasına sebep olan korucu Turan Bilen, “Kendimi ve malımı korudum” diyerek işlediği cinayetin haklılığını iddia etti.

Polisin ve güvenlik güçlerinin gözleri önünde sözüm ona devletin korucusu bir kişi insanları katlederek bir infaz gerçekleştirebiliyor. Hep söyledik; koruculuk sistemi lağvedilmelidir. Korucular birçok kanunsuz olayda insanların canını yakmaya, birçok hayatı söndürmeye devam ediyor. Suç kimde? Tabii ki en büyük suç koruculuk sistemini kurup geliştiren ve halen besleyen devletin kendisindedir. Devlet PKK’yi engelleme adına işledikleri suçların sayısı on binlerle ifade edilen suç şebekelerinin oluşmasına yol açmıştır. Zaman yitirmeksizin bu suç şebekelerinin ortadan kaldırılması, koruculuk sisteminin lağvedilmesi gerekliliği açıktır.

DTP’nin kapatılmasını protesto edenlerin bir mekânı da İstanbul DTP İl Örgütü’nün önüydü. Orada da toplanan kalabalık DTP’nin kapatılmasını protesto etmek amacıyla bir araya gelmişti. Dolapdere’de eylemcilerin üzerine silahla ateş edildi. Ellerinde silah bulunan üç kişi hedef gözeterek kalabalığın üzerine mermileri boşalttılar. Şevket Aslan adlı vatandaş yaralandı. Gözaltına alınan saldırganlar serbest bırakıldı. Saldırganlardan biri basın mensuplarına “Bana 500 TL para verildi ve bu olayı gerçekleştirmem söylendi. Ben de para karşılığı bu olayı gerçekleştirdim” dedi. Bunun üzerine gösterilen tepkiler sonucu emniyet, saldırganları yeniden gözaltına almak zorunda kaldı. Sorgusu yapılan zanlılar, kuru sıkı silahların bir gün önce kendilerine jiple mahalleye gelen bir şahıs tarafından verildiğini ve şahsın kendilerine 500 TL karşılığında bu olayı gerçekleştirmelerini teklif ettiğini söylediler.

Yaralanan Şevket Aslan gerçek silahtan çıkan kurşunla bacağından vurulmuştu. Bu silahın sahibi de sorguya alındı. Silah ruhsatsızdı. Saldırganlar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Devlet kendisine yapılan eylemlerde alabildiğine acımasız, en ufak olayda bile küçücük çocukları, “ellerinde taş izi var” diyerek cezalandırırken, halka karşı yapılan bu provokasyonda gayet müşfik ve ‘insaflı’ davranarak saldırganları serbest bıraktı. Utanmasalar “Aferin, iyi yaptınız” diyeceklerdi ve diyorlar da. Belki alenen değil ama davranışlarıyla bunları düşündüklerini gösteriyorlar. Bu provokasyon çok daha büyük olaylara sebep olabilirdi. O yüzden bu işi ucuz atlattık diyebiliriz. Ama bu her zaman böyle olmayacak; halkı birbirine kırdırmak isteyenlerin senaryoları her zaman bu kadar başarısız olmayabilir. Tüm bunlar, “Vatandaşın hassasiyeti”, “Kendilerini korudular” diyerek savsaklanacak bir durum değil. Sorumlular cezalandırılsın. Adli görevliler üzerlerine düşeni yapsınlar.

Yazan: Kemal Boran, 20 Aralık 2009

Yorumlar kapalıdır.