SON EKLENENLER

  • ...

Silahlara veda mı?

Aylar önce Bahçeli'nin sürpriz çıkışı ile kamuoyuna taşınan, öncesinde “devlet” ile Abdullah Öcalan arasında yürütülen görüşmelerle altyapısının oluşturulduğu anlaşılan süreç, ilk

Highlights

1 Mayıs afişlerinde görmediklerimiz

1 Mayıs’a giderken kent meydanları yine birçok 1 Mayıs afişi ile donatıldı. Heyecan verici afişler olduğunu söyleyebiliriz kolayca. 19 Mart’ın ardından gelen eylemliliklerin etkisi hala sürerken 1 Mayıs’ın ne kadar önemli bir fırsat olduğu herkes tarafından kabul görüyor. Üniversite öğrencileri Öğrenci Temsilcileri Konseylerinde (ÖTK) ve yerel komitelerinde 1 Mayıs tutumlarını tartışmayı sürdürüyorlar. Fakat görünen o ki 1 Mayıs’a dair tartışmaların seyri afişlere de kendi rengini vermiş durumda: Kısır denebilecek ve 1

Okur mektubu: “İşçi, kadın, emekli, genç; 1 Mayıs’ta alanlardayız!”

Bu hafta, yılın en anlamlı günü 1 Mayıs'ı kutlayacağız: İşçinin, emekçinin bayramı! Kapitalizmin acımasız dişlileriyle hayatımızın her köşesine nüfuz eden neoliberal sistem yoksulluk, adaletsizlik, gözyaşı ve kanla besleniyor. İnsanları sömürerek büyüyen, emeği ve doğayı tüketen, her birimizin yaşamını kontrol altına alarak daha fazla kazanç ve güç elde etmeyi hedefleyen bu düzen, bizleri birer araç haline getiriyor. Emeğimiz, bu düzenin omurgasını oluşturuyor; savaşlar, yok sayılan hayatlar, tahribat ve yıkımlar…

Krizin ve hayatımızın yükü omuzlarımızda, mücadelemiz her yerde!

1 Mayıs yaklaşırken, kadınlar olarak yine sokakta olacağız. Ama bu sadece bir “emek bayramı” değil bizim için. Bu, yaşadığımız çok katmanlı sömürüye, şiddete, dışlanmaya, yoksulluğa, hayatımızın her alanına sirayet eden erkek egemen düzene karşı yükselttiğimiz bir isyan günü. Çünkü bu sistem, hem emeğimizi sömürüyor hem de yaşam hakkımıza göz dikiyor. Krizin en yakıcı etkilerini biz kadınlar yaşıyoruz. Ekonomik kriz, istatistiklerde yüzde olarak ifade ediliyor ama bu oranlar bizim hayatlarımızda artan borçlar, eksilen

İstanbul, 1 Mayıs, üç meydan

Bu yıl da 1 Mayıs’a olağanüstü koşullarda giriyoruz. Tek Adam rejimi bir yandan demokratik haklara yönelik geniş çaplı saldırılarda bulunurken öte yandan işçi emekçileri sürüklediği sefaleti daha da derinleştiriyor. Tek Adam rejiminin antidemokratik saldırıları sürüyor Tek Adam rejimi artık rıza üretemiyor. Erdoğan’ın en büyük rakibi Ekrem İmamoğlu’nun uydurma suçlarla tutuklanmasının ardından bir ayı aşkın bir zamanı geride bıraktık. Baş döndürücü bir ayın sonunda Ekrem İmamoğlu tutuklu yargılanmaya devam ederken,

Okur mektubu: “Her mahalleye ve işyerine nitelikli ücretsiz kreş!”

Bu seneki 1 Mayıs’a kitle seferberlikleriyle girecek olmak beni çok motive ediyor. Uzun bir süreden sonra bunca yıkıma, hak gaspına ve kadınlara yönelik artan baskılara karşı ses çıkarmak, ne yalan söyleyeyim bir kadın olarak bana güç verdi. Ben 12 yıldır farklı ofislerde çalışmış bir kadın işçiyim. Aslında öğretmenim fakat herkesin de bildiği gibi yüksek mevkilerde tanıdığımız olmadığı için atanamadım ve geçim derdinden dolayı ilk bulduğum işe girmek zorunda kaldım. İş hayatında kadın olarak ilk karşılaştığım ayrımcılık

Okur mektubu: “Bu 1 Mayıs’ta sesimiz sadece bir fısıltı olmasın”

Bu 1 Mayıs’ı pasif bir tanık olarak değil, günlük gerçekliği mücadele, sömürü ve direnişle şekillenen bir göçmen işçi ve bir kadın olarak karşılıyorum. Günümüzde pek çok kişi hâlâ ilerleme ve kapsayıcılık yanılsamalarına sarılırken; özellikle sınırlarla, toplumsal cinsiyetle ve sınıfsal farklarla kenara itilen bizler olmak üzere milyonlarca işçi için gerçekler çok daha sarsıcı. İşçi sınıfı sistematik olarak sömürülürken, eşitlik ve fırsat vaatlerinin içi boş kalıyor. Devletin politikaları uzun zamandır sermayenin ve

Seferberliğin gör dediği

Hareketli günlerden geçiyoruz. İmamoğlu şahsında seçmen iradesinin hedef alınması; derinleşen ekonomik sefaletin ve dayanılmaz hale gelen baskı uygulamalarının doldurduğu bardağı taşıran son damla oldu. Toplumun büyük kesimi Tek Adam rejiminin ülkeyi içine sıkıştırmak istediği kalıba girmeyi reddediyor. Proje okullar olarak belirlenen liselerdeki öğrencilerin günlerce süren mücadelesinin de gösterdiği gibi eylemler sönümlenmek bir yana; haksızlığa uğrayan farklı toplumsal grupların kendi özel sorunlarının çözümü ile Tek

Son Gönderiler

Politics

Economy

world

culture