TRT Şeş üzerine
Bugün Kürt halkı dilini, kültürünü yaşatma savaşı veriyor. Bu dil resmî kayıtlarda kimi zaman yasaklı, kimi zaman bölücü, kimi zaman da “bilinmeyen dil” olarak geçiyor.
Dil, ulusu bir arada tutan en önemli araç olduğuna göre, Kürtçeyi hafızalardan silme isteği de aslında bu ulusu yok etme isteğinin bir ürünü.
“Asimilasyon değil, entegrasyondan (uyum sağlama) yanayız” gibi sözler de burjuva laf ebeliklerinden ibaret. Çünkü Avrupa’da yaşayan Türklerin anadilde eğitim hakkını savunan beyler aynı çabanın zerresini Kürt dili için sarf etmiyorlar.
Peki, ne oldu da devlet Kürtçe yayına başladı? Bu saydıklarımızın ışığında Şeş Tv’nin (Trt 6) açılmasını sadece seçim taktiği veya asimilasyon girişimi olarak düşünebilir miyiz? Hayır. Bir televizyon kanalı seyirciyi elbette sahibinin ideolojisine (şu anki örnekte devletin ideolojisine) kanalize eder. Fakat bu durum, bu yayının, yıllardır dilini ve kimliğini kabul ettirme mücadelesi veren ve bu mücadelelerle Kürtçe yayını bu ülkenin gündemine bir talep olarak sokmayı başarmış Kürt halkının bir kazanımı olduğunu göz ardı ettiremez. Evet, bu bir kazanımdır; çünkü bugüne kadar bu kimliğin tanınması yolunda hiçbir hukuki adım atmayan ve hatta bu kimliği açıkça reddeden devlet, bugün bu dilde bir kanal açıyor. Diğer bir deyişle yıllar sonra açmak zorunda kalıyor, bu kimliği resmen kabul ediyor.
Ancak, öte yandan, geçekleştirilen bu talepten kendine paye çıkarma çabasından da geri durmuyor. Bir yandan, bu yayının önünü açarken, bir yandan da bu değişimi bir hak olarak düzenlemekten kaçınıyor. Hukuken bu dil hâlâ tanınmıyor; insanlar belki Kürtçe kanal izledikleri için değil ama konuştukları için haklarında pek çok dava açılıyor ve hiç bilmedikleri bir dilde eğitim, hizmet ve ceza alıyorlar. Bu açıdan bugün TRT Şeş, isminin de yansıttığı çelişkiyi taşıyor. Ya Kürt halkı bu mevziiyi sahiplenecek ve onu anadilde eğitim hakkı talebinden, çok dilli belediyecilik talebine kadar ilerletecek, ya da devlet bu mevziiyi yavaş yavaş kendi sınırlarına çekecek. Açık ki bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gidişatı Kürt halkının mücadeleci tavrı ve talepleri belirleyecek.
Yazan: Salih Şimşek (25 Ocak 2009)
Yorumlar kapalıdır.