Kirli akan para: Su!
Su üzerinde oynanan oyun öylesine adi ve tehlikeli ki; sorun insanlığın neslini tehdit eden bir seviyeye varmış bulunmakta. Bugün suyun başı, emperyalizm ile işçi sınıfı ve yoksul kitleler arasındaki bir savaş alanına dönüşmüştür. İşçilerin ve yoksulların bu savaşı kazanması suyun ve insanlık neslinin devamlılığını sağlayacak.
Dünyadaki içilebilir su miktarı gittikçe azalıyor, suyun geri dönüşümüne dair yeterli ve gerekli önlemler alınmıyor. Bu koşullar altında patronlar suyumuzun mülkiyetini alıp, onu bize istedikleri gibi satabilmek istiyorlar. Onlar, temiz su azaldıkça daha çok kâr elde edeceklerini görüyorlar ve iştahları kabarıyor. Bu adi düzeneğin en büyük öncüsü Dünya Su Forumu’dur ve bu forum bu ay İstanbul’da toplanıyor.
Gazetemizin geçen sayısında bu konu ile ilgili olarak şöyle yazmıştık: “İşçi ve emekçiler olarak suyumuza sahip çıkmalıyız … [Bizim] Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu’na (STHP) destek vermemiz ve onu geliştirmemiz hayati bir önem taşıyor. Yoksa, kapitalizm krizinden kurtulurken, bizlerin yakın gelecekte umumi tuvaletlerde dahi içecek bir bardak suyumuz olmayacak.”
Böyle yazarken hiç mi hiç abartmamıştık. Su üzerinde oynanan oyun öylesine adi ve tehlikeli ki; sorun insanlığın neslini tehdit eden bir seviyeye varmış bulunmakta.
Bugün suyun başı, emperyalizm ile işçi sınıfı ve yoksul kitleler arasındaki bir savaş alanına dönüşmüştür. İşçilerin ve yoksulların bu savaşı kazanması suyun ve insanlık neslinin devamlılığını sağlayacak. Sağlıklı suya ulaşımı ve yeniden ulaşımı garanti altına alacak. Ancak suyun başında emperyalizm kalırsa, dünya burjuvaları kârlarına kâr katarken, su kaynakları aşırı sömürü altında tükenip, kalitesizleşecek ve su krizi nihayetinde susuzluk haline gelip insanlık neslini yok edecek.
İşte karşımızdaki tablo ve büyük savaş budur. Dünyadaki bu “yaklaşan felaketin” küçük örnekleri emperyalizm tarafından tüm dünyaya yayılmak isteniyor. Hem de bunun kararını bizim topraklarımızda alıp, ilk önce de bizim topraklarımızda uygulamak istiyorlar.
Gazetemiz İşçi Cephesi’nin de bir bileşeni olduğu STHP bu adi talana karşı sesini yükseltmek için aşağıda sıralanan gün, saat ve yerlerde şu etkinlikleri düzenleyecek:
3 Mart Salı, İski önü; 9 Mart Pazartesi, Çevre ve Orman Bakanlığı önü; 10 Mart Salı, Sütlüce AKP Kongre Merkezi önü…
Her seferinde saat 12:30’da basın açıklamaları ve de 15 ve 16 Mart (Dünya Su Forumu’nun başlangıç günü) günleri kitlesel eylemler tasarlanıyor.
Bu eylemlere katılmanın ne denli önemli olduğunu iki şekilde açıklayabiliriz.
Birincisi; hayatımıza kast eden burjuvalara karşı sesimizi yükseltmemizin gerekliliğidir.
İkincisi ise: Suyun ticarileştirilmesi sorunu tüm dünyanın sorunudur ve tüm dünya yoksul kitleleri ile dünya işçi sınıfını tehdit etmektedir. Bugün suyun ticarileştirilmesine karşı verdiğimiz her tepki, dünya yoksul kitleleri ve işçi sınıfı için beraber hareket edilebilecek bir mevzi haline gelecektir.
İşte bu mevzi üzerinden başlatılan bir taarruz, İstanbul’da toplanan Su Forumu’nun aldığı her kararı ait olduğu yere, çöplüğe götürecektir. İşte yaklaşan felakete karşı, tek ve en gerçekçi korunma çaremiz budur!
Yazan: Sedat D. (22 Şubat 2009)
Yorumlar kapalıdır.