Ergenekon’da bir adım geri

AKP, yargıyı sıkıştırıyor, ordu AKP’yi ve son olarak Veli Küçük, orduyu sıkıştırıyor. Bu davanın kendi başına sonuçlanmayacağını bir çocuk dahi anlar…

Hâlihazırda Ergenekon davasından tutuklu bulunan generallerin birer birer tahliye edildiğini görüyoruz. Şener Eruygur ve Hurşit Tolon bunların başlıcaları. Tahliye sebepleri arasında en yaygın olanı sağlık problemleri. Ergenekon tutuklamaları “dalgalar” halinde yapıldığından ve bu dalgalar ne hikmetse manalı zamanlara denk düştüğünden olsa gerek mevcut tahliye dalgasının altında da bir mana aramamak elde değil.

Bilindiği gibi, tutuklanan generaller başta darbe girişimi olmak üzere çeşitli suçlarla itham ediliyorlardı. Şimdi ise rahatsızlandılar, hem de neredeyse aynı anda… Ve tahliye edildiler. Üniforma giymişlere has bu rahatsızlık aslında ordunun darbe planlamak gibi anayasal bir hakkından vazgeçmek istemeyişinin sonucudur. Evet, Türkiye’de askerî darbeleri meşru kılan bir anayasa varsa darbe planlamak da orduyu göreve çağırmak da meşrudur. 12 Eylül anayasası ortadan kalkmadan darbeciler yargılanamaz. Tam da bu yüzden Ergenekon davası AKP’nin ellerine bırakılamaz.

Son gelişmelere bakınca, “acaba AKP davadan umduklarını büyük ölçüde gerçekleştirdi ve uzlaşma sürecine mi girdi” sorusu akla geliyor. Eğer böyle ise bu uzlaşma -birkaç günah keçisi dışında- ordu mensuplarının dava sürecinden uzak tutulması yolunda gerçekleşecek, ancak “günah keçileri” de Umut Kitapevi olayında olduğu kadar mütevekkil görünmüyor. Ortaya çıkan ses kayıtları bunun bir göstergesi.

Kısaca özetlemek gerekirse; AKP, yargıyı sıkıştırıyor, ordu AKP’yi ve son olarak Veli Küçük, orduyu sıkıştırıyor. Bu davanın kendi başına sonuçlanmayacağını bir çocuk dahi anlar…

Sonuç olarak süreç böyle devam ederse ayan beyan katillerin dahi paçayı sıyırdığı bir dava ile karşı karşıya kalacağız. Bütün bunlara rağmen kesin olan bir şey var, ortaya çıkan kirli çamaşırlar artmaya devam edecek…

Yazan: Şefik Sandıkçı (23 Şubat 2009)

Yorumlar kapalıdır.